"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak… tefekkür demek

Ali HAKKOYMAZ
19 Kasım 2022, Cumartesi
-Düşünmüyorsan yoksun!-

Her şeye yeni-den bakıyor gibi bak[a]mazsan; çok şeyi kaçırırsın.  Ve ne çok şey gözlerimizin önünden kayıp giderken biz bitmez işlerin telâşesinde karanlıkta bir nokta gibi kayboluyoruz.

***

Haydi; bak; şu bulutların keyfine; yeniden yeniye. 

Alnına değen rüzgârı gör! 

Okşa; aha şuracıktaki gökyüzünü! 

***

Şehrin çığlıklarını duyma! 

***

Şu martının kanatlarına takıl da git! 

Bir ümit diye seyret; şu kır çiçeklerini! 

***

Bütün horozlar vaktinde öter; öteyi beriyi boşver! 

Yok; vakitsiz öten horozun… 

Geeç!

Onlar bir horoz dinlememiş. 

O efevâri, tane tane, dik dik “dikkatlendirilmiş” adımlarına bak/a/mamış ki… 

***

Herkes bilmez horoza, salkım saçak ağaçlara, aya, yıldızlara, ayvaya… işte bu Sanatkâr’ı gösteren aynalara nasıl bakılır’ı!

At gözlüğünü atanlara selam üstüne selamlar ola…

***

Sen hiç dalında bir meyveyi okşadın mı bir tomurcuk gülü; hıı! 

Mustafa Yılmaz gibi:

“Dalında çürümüş meyve hüznünü…

Anlatmış denize bir bahar günü.” mısralarındaki fısıltıya benzer şeyler dinledin mi çiçeklerden, meyvelerden, yaprakları telaşlandıran rüzgârlardan?

***

“Şükür…” dediğin… farkında olmak… Şükrün ellerinden öptün mü? 

Bir bayram elbisesi gibi giyindin mi mevsimlerin rengini? 

***

Heey, sen! 

El değmemiş otların o salınışlarına dalıp gittin mi hiç? 

Dün dükkanının önündeki çiçeği okşadım yeni tanıştığım Can’ın da: “Biliyor musun?” dedim. “

Bu yapraklar bu topraktan…”

Şaşırdı, durdu. 

Ne diyor bu adam, dedi ve evet, evet diye artarak devam eden şaşkınlık ve tebessümle başını salladı.

Hiç bu bakışla bakıtılmamış ki saksıdaki çiçeğe bu can gibi Can Kardeş.

Can’ın canına can geldi. 

Gözleri üstümde oradan ayrıldım. 

Can’a bir saksı -ne bir saksısı- kaç saksı çiçek hediye ettim. 

Belki de bütün baharları kucakladı o ân bu can çocuk!

***

Yaşamak var ya… 

Farkında olmak… 

Farkında olmak var ya… 

Elmayı ısırırken… Sanatkârl’a göz göze gelmek… 

Hey be! 

Kocaman güneş… sen elma yiyesin diye döndürülüyor. 

Sen niyesin? 

***

Bu ağır masrafların altından kalkamazsın…

…ve bu yüzden: 

“Hım, anladım; beni seven biri var; O’nu seviyorum.” diyesin.

***

Sefaların Akşam Durağı

Akşam sefalarını anlat-ma bana;

Korkarım sefası giderse diye…

Nasıl da açarlar bir akşam üstü;

Telâşlı yolculara inat köşe başlarında.

Bir şiir mi cümbüş mü bu fısıldanan!

Akşamların omzuna usulca dokunan!

Geceye renk renk bir selam bırakıp…

Sabah uyanınca; dalıp uykularına.

Kaç yol kenarında, ummadığım anda…

Haramîlerden beter keserler yolumu.

Bana ne; kimseler dönüp bakmasa da…

Okuruz beraber ya Lâtif ya Mülevvin…

Okunma Sayısı: 1328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı