"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ağaç yaş iken doğrulur

Ali Rıza AYDIN
11 Temmuz 2019, Perşembe
Veciz bir atasözüdür, “Ağaç yaşken eğrilir”. İyi, ama niye “eğrilir” de, doğrulmaz ki? Biz de başlığımızda kullanırken haddimizi tecavüz edip, bu cümleyi doğrulttuk.

Ağacı, baston yapacaksak eğriltmek; çocuğu adam edeceksek, doğrultmak doğru deyim değil mi?   

Eğri veya doğru, ifade edilmek istenen mana, “insana ilim, irfan, sanat; saygı hürmet, görgü, ahlâk, adalet, âdâb-ı muaşeret gibi değerlerden birini ya da birçoğunu kazandırmak istiyorsan bunun tedbirini işlenebilir çağda iken, yani ‘yaş’ iken alman gerekir” demektir.

Kısacası; verilecek terbiye, çocuk yaşta verilirse maya tutar, doğrulur; aksi halde odun olur, huzurunda sivrilir!

İşte, bunun içindir ki Bediüzzaman’ın, “… Bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum” (Lem’alar, 202) sözü, zamanlara ışık tutan bir eğitim gerçeği.

Bizim böyle bir konuyu ele almamızı gerektiren sebep şu:

“Simit, simit” diye bağrışan biri tiz, biri bariton farklı tonda iki ses…

Balkondan baktığımda biri büyük, biri küçük iki çocuğun ellerindeki tepsilere koydukları beşer onar simidi satma çabasında olduklarını gördüm.

Malûmunuz olduğu gibi eğitime ara verildi,  öğrenciler tatilde.

Belli ki babaları, özgüven kazansınlar, alış veriş yapmaya alışsınlar düşüncesiyle çocukların ellerine birer tepsi simit tutuşturup, sabah vakti sokaklara salmışlar.

İyi de yapmışlar.

Onlara seslendim:

“Ben simit istiyorum, ama ikinizden de alacağım” dedim ve bulunduğum daireyi söyledim.

Birkaç dakika sonra kapımızda, on bir on iki yaşlarında şirin mi şirin, pırıl pırıl bir çocuk…

Ona; “İkinizden de simit alacaktım” diye düşüncemi tekrarladıktan sonra, sordum:  “Arkadaşın nerede?”

Gelen cevap ibretlik:

“Sırayla satıyoruz, amca. Şu an sıra bende.”

Bu yaştaki çocukların hak-hukuk, adalet anlayışına bakar mısınız?

Rekabet yok, itişip kakışma yok; “ben” anlayışı yok.  

Bu canların ebeveyni emek vermiş, fidanları, bu cihette doğrultmuş.

Hayran oldum, onlara.

“Sırayla” demeleri, ecdadın zamanında siftah yapan esnafın, dükkânına gelen ikinci müşterisini komşusuna göndermesi, onun da siftah etmesini istemesi gibi bir incelik ve hakperestlik örneğini hatıra getirdi.

Serin bir sabahın serüveni işte, böyle…

Simitler çoktan yendi, bitti, gitti de; davranışın izi kaldı, gönlümde.

Ağaç yaşken eğrilir mi, doğrulur mu sözü, üzerinde çok konuşulmaya değer bir konu; ama doğruluğa, canlı canlı şahit olduk böylece.

Anlaşılan o ki: Eğer ağacın suyu berrak, sütü temiz olursa, verilenler mecrasını bulacak; şu toprağa, doğrultulmuş nice fidan dolacak.

İnşaallah. 

Okunma Sayısı: 1539
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı