1- Öbür dünya, öteki dünya, kıyametten sonra kurulacak olan âlem. 2- Dünya hayatından sonra başlayıp ebediyen devam edecek olan ikinci hayat. (Yeni Asya Neşriyat/Lügat: 38)
Ölüm ne bir fena, ne bir izmihlal, ne de bir kaybolup gitmedir. Sadece bir tahavvüldür, daha mükemmel ve daha şerefli bir âleme nakildir. O nakil olduğumuz âlem ise ebedi hayat olan ahiret yurdudur. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ahiret gerçeğini, ahirete imanın delillerini, ahirete iman hakikatinin ehemmiyetini, bu hakikatin inkârının mümkün olmadığını, ahiretin dünya hayatıyla olan ilişkisini Risale-i Nurlar’da kesin ve sarsılmaz delillerle ispat etmekte, bizlere ahiret yurdunu pek lâtif bir tarzda anlatıp sevdirmektedir.
Risale-i Nur Külliyatı’nın çok muhtelif yerlerinde ahiret hakikati şöyle anlatılmıştır:
“Hazırlanınız; başka, dâimî bir memlekete gideceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir.” (Sözler: 98)
“Evet, madem ezelî, ebedî bir Allah var; elbette saltanat-ı ulûhiyetinin sermedî bir medarı olan ahiret vardır.” (Sözler:169)
“Meselâ, insanda gayet şedit bir arzu-yu beka var. İnsanın bu maksadını öyle bir zat verebilir ki, bütün kâinatı bir saray hükmünde tasarruf eder. Bir odanın kapısını kapayıp, diğer bir menzilin kapısını açmak gibi kolay bir surette dünya kapısını kapayıp ahiret kapısını açabilsin.” (Şualar: 31)