Dindar ve güzel ahlâklı bir sohbet arkadaşının durumu ile kötü bir sohbet arkadaşının durumu, misk taşıyanla körük çeken adamın durumu gibidir.
Miski taşıyan ya sana hediye eder ya ondan satın alırsın veya onun güzel kokusundan istifade edersin. Körük çeken ise, ya elbiseni yakar veya ondan üzerine pis bir koku siner. Resul-ü Ekrem (asm) Efendimiz, bu hadislerinde iyi ve kötü arkadaşın özelliklerini bizlere veciz bir şekilde anlatmaktadır. Güzel ahlâklı insan, örnek alınacak güzel bir insandır. Arkadaşına daima iyi şeyler telkin eder, iyi yola sevk eder, dünya ve ahiret saadetinin yollarını gösterir.
İyi bir arkadaşa takılan, sonunda bir oh çeker. Kötü arkadaş ise, körükçüye benzetilmektedir. Nasıl ki, körükçünün yanında kalanın üzerine pis kokular siniyor veya sıçrayan bir kıvılcımla elbisesi dahi tutuşabiliyorsa, kötü arkadaş da insanın maddî ve manevî hayatı için bir tehlike unsuru olur. Atalarımız, “Üzüm üzüme baka baka kararır” diyerek, kişinin beraber olduğu kimselerden bir kısım özellikler, huylar kapacağını bildirmişlerdir. İyi arkadaştan iyi ve güzel şeyler öğrenen kimse, kötü arkadaştan da kötü şeyler kapar.
Kötü arkadaş, adeta bulaşıcı hastalık taşıyan mikrobu andırır. Ona kötü şeyler bulaştırır, ahlâkını hatta inancını dahi bozabilir. Sefahete, dalâlete atar. Meyhanelere, kumarhanelere ve sefalethanelere iter. Dünya hayatını zindana çevirmekle kalmaz, ahiret hayatını da mahveder. Cehenneme sürükler.
Arkadaşları sebebiyle, Cehenneme yuvarlanan insanların pişmanlık dolu ifadeleri Kur’ân’da anlatılır. Keşke, denilir. Falanı arkadaş edinmeseydim, o beni Hak yoldan saptırdı, Allah yolundan alıkoydu. Günahlara götürdü. Bu bağlamda, insan dünyada iken daima iyi ve düzgün bir arkadaş çevresi kazanmalı. Güzel ahlâklı sohbet arkadaşlarıyla hayatını geçirmeye azmetmelidir.
İman ve Kur’ân dâvâsı için çalışan sadık ve sebatkâr Nur Talebeleriyle çalışmasını taçlandırmalıdır.
Bana arkadaşını söyle: Sana kim olduğumu söyleyeceğim.