Büyük düşünür Cemil Meriç: “Okumayı, “iki ruh arasında aşikâre bir mülâkat.” olarak tanımlar. Ona göre kitap, “meçhule açılan bir kapıdır.” ”Okuma ise, içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtardır.”

Okumak mükemmel bir insan olmanın en önemli etkenidir. Çünkü, insan bu dünyaya, ilimle ve bilimle mükemmelliği yakalamak için gelmiştir. Okumanın gayesini “kendini bilmek” olarak yorumlanır. Buna bir anlamda mükemmel insan olmak diyebiliriz.

Mükemmel insan, okuyan, düşünen ve araştıran insandır. Yaşadığımız yüzyılda insanlık büyük bir değişim ve dönüşümle yüz yüzedir. Bu büyük dönüşümün adı, “bilgi çağıdır.” Bilgi çağını yakalamak, ancak onun zihniyet dünyasına açılmakla mümkün olur. Çünkü, İslâmiyet, okumayı ve öğrenmeyi emretmektedir. Bilgi toplumu olabilmenin yolu, bilim zihniyeti ve kitap şuuru “kitap bilincine” sahip medeniyetle açılabilir.

Okumayanın düşündüğü boştur. Kitapsız yaşamak; kör sağır ve dilsiz yaşamaktır. Bizim milletimizin en büyük düşmanı, cehalet, zaruret yani fakirlik ve ihtilâftır.

Okumak, insanoğlu için hayatını idame ettirmek gayesiyle yeme ve içme ihtiyacından sonra gelen ikinci sırada ciddî bir ihtiyaçtır. İnsan okuma alışkanlığını ihmal ettiği sürece kendini çok eksik hissedecektir.

Büyük medeniyetler, kurmuş oldukları toplumların tarihlerini incelediğimiz zaman o toplumun en hayatî damarlarından birini; kitabın oluşturduğunu görürüz. Büyük medeniyetler ancak çok kitap okuyan insanların sayesinde kurulabilir. Kitapsız bir toplumun, kendi benliğiyle var olabileceğine ve hayatiyetini istikrarlı bir biçimde devam ettirebileceğine ihtimal yoktur.

İleri milletler seviyesine ulaşmak için okumak gerekir.