Hayat adım adım taşır ölüme. Ölüm hayat kadar hakikattir yeryüzünde.
Terazinin iki kefesi misali. İnişler ve yokuşlar birbirine bürünür, biri birinin içinden infialsiz. Zirveyi temaşa ederken birisi, diğeri dibe vurmuştur ziyadesiyle. Süreyya fevkiyle sera tahtı kadarken cidal ve imtihan. Bir yokuştan süratle iniş gibidir oysa yaşanan.
Hem dengeye temayül edip, hem de mekân edinenler. Karlı gibi görünen haşmetli keskin dorukların, üşütür gibi ayazların sahipleri. Ölmeden daha onun dahlinde. Dünya indinde, yer üstünde… Can vermeden evvela manen yokluğun resmini giymek. Gidilmesi muhakkak olan menzillerde gezinmek! O upuzun seyahatin kaçıncı merhalesinde olursa olsun. Hayatın özü içinde saklıyken. Özü arayıp /bulup, kışr ile meşgul olmaksızın, öz olup. Muhakkak girift bir mukaddemenin ilmeğiyken. Sükûnetin, sakinliğin, asaletin ve yokluğun… Ender bir hayatta, maddenin ilerisinde. Maddenin anlamlandıramayacağı,gizemlerin çözüldüğü… Nazarların kör kaldığı, kesif olduğu…
Kimsin? Ölsen yine sen misin? Müteselsil istinsahlar ile çalkalanıp şu zamanlara gelerek… Fersiz gözlerindeyse yeşerebilecek yarına dair umutlar sadece. Cerbezeli bir muammada hayırları ayıklamak. Hayat-ı maddiye-i nefsaniyeyi bırakıp. Kalp ve ruh ve sırrın derece-i hayatlarına çıkarak. Geniş hayat dairesini bulmak. Fânî dünyalara sığmayacak beşaretle, besasetle…
Hayat ağır, müşkül, zor. Onun yükünü sırtlanmış olansa ne zaman inileceği belli olmayan gemide yorgun, bitap ve güçsüz. Git gide kuvveti kesilen dizlerinin, gücü tükenen bedeninin, durmaksızın ağırlaşan yüklerin altında ezilirken… Beşere verilebilecek hamaset ve havfın köşe kapmacasında. Gönül fukaralığının üst başımıza da uğramamış olması şimdilik bir nimet gibiyken! Asil bedenlerin rezil ruhlarıyla kıvranırken… Hiç ender hiç olan insan için olmamalıydı, hayat diye…
Canlı bir cesette cansız ve ruhsuz misali. Duygusuz, tepkisiz, hissiz gibi… Bana dokunmayanın bin yaşaması kaygısızlığında, umursamazlığında. O kamtarir yüze meydan okumalarındayken ömür biter hayat geçer. Kimseye kalmayacak olanın, taştan emaresiyle taştan bir mirastır toprak üstünde tek varlığı…
“Ey nefis! Eğer şu dünya hayatına müştaksan, mevtten kaçarsan kat’iyyen bil ki:
Hayat zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır.”1
Dipnot:
1. Sözler, Yirmi Altıncı Söz, Hatime.
(Bizim Aile, Eylül 2025)