Otofaji, “kendisini yemek” anlamına gelir. Yaşlanmış ve bozulmuş hücre yapılarının, hücrenin kendi lizozomu (hücre içinde sindirim yapan organel) tarafından sindirilmesi işlemidir. Otofaji sürecinde vücut kendi içindeki zarar görmüş hücreleri parçalar ve elde ettiği parçaları hücresel tamir ve temizlik için geri dönüştürür. Ortaya çıkan ham maddenin bir kısmı, hücrelerin ömrünü uzatan hücre koruyucu proteinleri yapmak için kullanılır. Bu işlem sayesinde hücreler parçalanarak yeniden yapılanır ve içerisindeki işe yaramayan ölü dokuların ve işlevsiz proteinlerin atılmasını sağlar. Bu süreci hücrelerin yenilenme ve tamir edilmesi şeklinde de anlayabiliriz.
Dr. Öğr. Üyesi Haluk Saçaklı orucun sağlık ve ömrü uzatmasına olan etkisini şöyle açıklıyor: “3 günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması akyuvar oluşumunu tetikliyor. Vücudumuz bağışıklık sistemimizin tamamını yeniliyor. Oruç tamamen bir yenilenme programı olarak karşımıza çıkıyor. Vücut stres altında iken, oruç tutarken ya da açlık sırasında çok fazla otofaji oluyor. Hücre, enerji üretimini kendi iç imkânlarını kullanarak yapmaya çalışıyor. İlk olarak çöpünü ve patojen bakterileri sindirerek temizliğe başlıyor. Böylece erken yaşlanmanın da önü tıkanıyor.”
Oruç tutup açlığın tetiklenmesi sonucunda hücrelerin kendilerini sindirerek yenilemesi, Japon Bilim İnsanı Yoshinori Ohsumi tarafından da kanıtlanarak Nobel ödülü almasını sağlamıştır. Kanser, Alzheimer gibi birçok hastalıklara yakalanma riskini düşüren otofajinin sağlığa müspet etkisi muazzamdır. Bu etkilerin ortaya çıkmasındaki en önemli şartın açlık olduğu ve bu açlığın da en verimli şeklinin oruç olduğu ispat edilmiştir.