Geçtiğimiz günlerde Rahmet-i Rahman’a uğurladığımız Necati Can (rh) Ağabeyimiz Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin, Aydın’da tanzim ettiği ‘Hizmet Rehberi’ çalışmaları sırasında onunla birlikte olduğu günleri hizmet hayatının en güzel anları olduğunu söylerdi.
Dinleyelim: “O yıllarda kunduracı kalfası olarak çalışıyordum. Nurcular arasında fitne olmadığından Risale-i Nur’daki düsturlara da itirazlar yoktu. Bir gün dükkânda çalışırken komşumuz “Seni çağırıyor” dedi, indim baktım. Elinde valizi paltosu ile Zübeyir Gündüzalp, çok heyecanlandım. Geleceğini duymuştuk, ama bu kadar çabuk geleceğini tahmin etmemiştim. Bir de benim çalıştığım yeri nasıl bulmuştu, hâlâ kafamda soru işareti var.
“Kararlı duruşu, hizmetten ve Üstadından başka bir şey konuşmayan, dâvâya olan teslimiyeti her halinden belli oluyordu. Çarşı içindeki küçük dershanemize yerleşti. Memleketin başına mühim bir siyasal İslâm hareketi başlayacağı için Nurcular’ı bu cereyandan uzak tutmak düşüncesi ile Risale-i Nur Külliyatı’ndan “siyaset” ve “hizmet” düsturlarını bir kitapta toplamak üzere derhal çalışmalara başladı.
“Bu arada derslerimizde devam ediyor. Bir derste bir talebe deccal ve süfyan meselesinin nerede geçtiğini sordu. Cevaben “Kardaşım bu zamanda kafanıza takılan bütün soruların cevapları eserlerde mevcut. Çok okuyun, her sualinize cevap bulursunuz” demişti.
“Ciddî bir mide rahatsızlığı olduğu için az yer, dışarıdan yemek istemez. Üstüne koyduğu bir dilim domatesle yağsız pirinç lapası ile iktifa ederdi. Gece gündüz durmadan “Hizmet Rehberi”ni şerh etmekle meşguldü. Kardeşlerimizden biri “neden Arabî harfle yazmıyorsun” deyince izah etti ve sonra çalışmalarına Nazilli’de devam etti.
“Nazilli’de de çok ziyaretlerim oldu. Ders okur, kendi eliyle çay ikram ederdi. Sonra “haydi Kardaşım git artık” der, yola çıktığımda o günün araç kıtlığına rağmen bir dakika bile beklemeden otobüs gelirdi. Eserlerden derlediği “Hizmet Rehberi”ni bitirmişti. Vedalaştık. Bir daha dünya gözüyle görmek nasip olmadı. Allah rahmet eylesin.”
Rahmetli Necati Can Abi ile Nurlar’ı tanıdığım (1975) kırk beş yıldan bu yana beraberliğimiz vardı. Bu serencamda, tutuklama furyası olan ihtilâl döneminde (1983) Nurculuk’tan dolayı cezaevi maceramızda oldu.
Gözaltındayken namaz kılmak için yetkililerden abdest ve namaz yeri ayarlamalarını söyledik, ama duyan olmadı. Sonra baktık ki Necati Abi koğuşun duvarından teyemmüm ile abdest aldı, bize de almamızı söyledi. Namazlarımızı bu şekilde kılmış olduk. Rahmetli, son günlerinde zaruretten dolayı abdestini duvardan teyemmüm ettiğinde bu hatırayı kendisine anlattığımda çok manalı tebessüm etmişti.
Bizlere ve evlâtlarına her zaman şöyle nasihatte bulunurdu: “Önce Nurcusunuz sonra esnafsınız. Önce Nurcusunuz, sonra ana babasınız.”
Nur hizmeti, her zaman hayatının birinci gündem maddesi idi. “Hizmet için bir şey yapmak istiyorsanız Yeni Asya almak veya yardım etmek en önemli fırsattır. Değerlendirin” derdi.
Rahmetlinin, saff-ı evvel abilerle de, satırlara ve sahifelere sığmayacak kadar çok hatıraları vardı. İnşaallah ahirette Resulullah (asm) ile Üstadı ve abilerle beraberdir.
Eksikliğini daha ilk günden hissetmeye başladık, Allah rahmet eylesin, geride bıraktığı evlâtlarını ve bizleri hizmetin istikametinden ayırmasın. Amin.