"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hafız Ali hakkındaki mektuplar

Cevat ÇAKIR
16 Temmuz 2019, Salı
Bediüzzaman’ın gözüyle Saff-ı Evvel Talebeleri (5)

Lâhikalarda Hafız Ali için Üstad Hazretleri “Nur fabrikasının sahibi” der. Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektupda onun hizmetlerini şöyle anlatıyor: “Maşallah, Büyük Hafız Ali’nin nuranî ve büyük fabrikası Kuleönü’nü de içine almış gibi; aynı kalem, aynı tarz, aynı iktidar göstermişsin. Risale-i Nur’un kametine yakışacak nakışlar, murassa elbise giydirmişsiniz.” (1)

Başka bir mektupta da Hafız Ali’nin şu özelliklerinden bahsediyor: “Yorulmaz, usanmaz, ciddî, samimî Hafız Ali kardeş, tevafukta muvaffakiyetli kalemin ile yazılan İ’caz-ı Kur’ân’ın ahirinde senin hakkında “Allah’ım onu iman ve Kur’ân hizmetinde muvaffak eyle” olan duâ bu defa şüphem kalmadı ki, tam kabul olmuş.” 

Diğer bir mektupta da Hafız Ali için “Hafız Ali kardeş, senin mektubundaki tevazuun ve ihlâsın ve Hüsrev’e ait methin ve Risale-i Nur Talebeleri bir tek vücud hükmündeki kanaatin, senin hakkında büyük bir ümidimi ve hüsn-ü zannımı tam kuvvetlendirdi” demiştir. (2)

Yine bir mektupta Üstad Hazretleri Hafız Ali’nin hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Sizin yani Nur fabrikasının sahibi mübarek cemaatinin imamının Atabey’den gelen mektupları bizi çok mesrur eyledi. Üç dört köyde ümmilerin elli adet kalem Risale-i Nur’u yazmaya muvaffak olmaları, elbette Ali’lerin ve Mustafa’ların şüphesiz harika bir keramet-i sadâkatlarıdır.” (3)

Üstad Hazretleri bir mektubunda Hafız Ali’nin bir iki hususiyetinde bahisle onun duâsına da amin dediğini şöyle açıklıyor: “Hafız Ali’nin mektubunda, Risale-i Nur’a karşı kemal-i mahviyetle kemal-i ihlâsı ve irtibatı, onun eskiden beri takdir ettiğim bir hasiyet-i mümtaziyesini göstermekle beraber, benim gibi bir biçareyi de şefaatçı yapıp, ben de onun kemal-i samimiyetini şefaatçı yap, duâsına ‘Amin’ derim.” (4)

Üstad Hazretleri bir mektubunda Hizbü’l Ekber-i Nuri’yi Risale-i Nur’un Zülfikarı olarak isimlendirerek onu yazanlarla ilgili olarak da şunları söylemiştir: “Hafız Ali, Tahiri, Hafız Mustafa bu vazife ile elhak tam çalışmışlar. Risale-i Nur’un eline bir elmas kılınç verdiler.” (5)

Üstad Hazretleri’nin Hafız Ali’ye hitaben yazdığı bir mektupta onun hususiyetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Salisen, Nur fabrikasının sahibi Hafız Ali Kardeş, senin Risale-i Nur’a karşı harika ihlâs ve irtibat ve itikadın, inşallah o Nurlar’ı o havalide daima parlatacak.” (6)

Üstad Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda Hafız Ali’nin vefatıyla ilgili bilgi verdikten sonra Nur Talebelerinin ona karşı görevlerini de şöyle izah ediyor: “Şehid merhum Hafız Ali, o tarlada toprak altına girdi. Otuz-kırk Hafız Ali’leri sünbül verdi ve verecek kanaatim geldi. Siz, benim tarafımdan ona ve Risale-i Nur’a hizmet ettiklerinden, biz Risale-i Nur Şakirdleri ebede kadar onların iyiliklerini unutamayız.” (7)

Diğer bir mektupta Üstad Hazretleri Hafız Ali’yle ilgili olarak şunları söylüyor: “Hafız Mustafa, elhak merhum Hafız Ali’nin zamanında onunla beraber ektikleri nuranî tohumların çok mübarek mahsulatı var.” (8)

Üstad Hazretleri mesleğimizde zaman ve mekânın sohbetimize engel olamayacağını “Meselâ, berzahta Hafız Ali (rh) her gün manen yanımızdadır. Bu hakikate binaen, suri ayrılmaya, hatta ölüme ehemmiyet vermemeliyiz” diye anlatmıştır. (9)

Bir mektupta Üstad Hazretleri Hafız Ali’nin hizmetinden şöyle bahsediyor: “Risale-i Nur’un Zülfikar ve sair mecmuaların intişarı için büyük yardımları bulunan merhum şehid Hafız Ali.” (10)

Hafız Ali’nin ölümüyle ilgili olarak Üstad Hazretleri, “On sene evvel şehiden vefat eden Merhum Hafız Ali” ifadesini kullanmış. (11)

Şuâlar’daki bir mektupta Üstad Hazretleri Hafız Ali’nin vasfını şu şekilde hüsn-ü misal gösteriyor: “Ben kalben arzu ederim ki, çelik ve demir gibi sebatkâr Isparta ve civarındakiler gibi metin kahramanlar (Hüsrev’ler. Ali’ler gibi)” (12) 

Üstad Hazretleri Hafız Ali’nin kabrindeki durumu ile ilgili şunları söylüyor ve ardından da bir duâ ediyor: “Ben merhum Hafız Ali’yi aynen hayattaki gibi Risale-i Nur’la meşgul olarak en yüksek bir ilimde çalışan bir talebe-i ulum vaziyetinde ve tam şehidler mertebesinde ve tarz-ı hayatlarında biliyorum ve o kanaat ile ona ve onun gibi Mehmed Zühtü’ye ve Hafız Mehmed’e bazı duâlarımda derim: Yarabbi! Bunları kıyamete kadar Risale-i Nur kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar-ı Kur’âniye ile kemal-i ferah ve sevinçle meşgul eyle. Amin. İnşallah.” (13)

Dipnotlar:

1-Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, sh,20; 2-A.g.e., sh, 31; 3-A.g.e., sh, 33; 4-A.g.e., sh, 46; 5-A.g.e., sh,165; 6-A.g.e., sh,175; 7-A.g.e., sh,201; 8-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, sh, 53; 9-A.g.e., sh, 72; 10-A.g.e., sh, 83; 11-A.g.e., sh,171; 12-A.g.e., sh, 376; 13-Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, sh, 276; 

Okunma Sayısı: 4628
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı