Kastamonu Lâhikası’nda Üstad Hazretleri, Şamlı Hafız Tevfik’in kalemi için, “Şükür yine elmas kalemiyle vazifesine başlaması” ifadesini kullanıyor. 1
Diğer bir mektubunda Said Nursî, Şamlı Hafız Tevfik’in kalemiyle ilgili olarak şunları söylüyor: “Parlak ve çalışkan kalemiyle hem Risaletü’n-Nur’un, hem bizim hatıralarımızda çok ehemmiyetli mevki tutan ve yerleşen Hafız Tevfik’in yazdığı Âyetü’l-Kübrâ Risalesini münasip gördüğünüz zamanda gönderirsiniz. Dokuz sene yazılarıyla mesrurâne ünsiyet eden gözlerim, hasretle o yazıları görmek istiyor.” 2
Üstad Hazretleri, Şamlı Hafız Tevfik’in hanımının kendisine yardımını şu şekilde anlatıyor: “Risale-i Nur’un telifi başında baş kâtip Şamlı Hafız Tevfik’in haremi merhume Zehra, ben Barla’da iken, Şamlı Hafız Risale-i Nur’u yazmasına çalışmak için, o merhume, Hafız’ın bedeline odun taşımakla odun getiriyordu ve Hafız’ın işlerini görüyordu, ta Nurlar’ı yazsın. Biz de o merhumeyi, o iyiliğine mukabil, Risale-i Nur’un vefat etmiş has talebeleri içinde o vakitten beri duâmızda şerik ediyoruz, hem duâ edeceğiz.” 3
Abdülmecid hakkındaki mektuplar
Üstad Hazetleri, Emirdağ Lâhikası’nda kardeşi Abdülmecid’in hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Kardeşim Abdülmecid, her neyse, bu küçücük kusurla beraber, sen, haşir hakkında, Nur’un emsalsiz hüccetlerinden tam ve mükemmel bir ders alıp, Eski Said’in mümtaz bir şakirdi olduğun gibi, inşallah Risale-i Nur’un dahi mükemmel bir şakirdi ve dikkatli bir muallimi olacağına kuvvetli bir hüccettir.” 4
Ahmed Nazif hakkındaki mektuplar
Üstad Hazretleri, Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektupda Ahmed Nazif ve babasının hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Bu havalide, hakikaten ümidimin fevkinde, Risale-i Nur Talebelerinden iki kahraman yetiştiler. Baba, oğul; Ahmed Nazif, Salahaddin. Bu iki zat Risale-i Nur’un neşrinde iki yüz adam kadar çalıştıklarını görüyoruz.” 5
Nazif Çelebi hakkındaki mektuplar
Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası’nda Nazif Çelebi’nın hizmetlerinden şöyle bahseder: “Kahraman Nazif’in ve hakikaten Nazif ruhunda ve sadâkatinde kendi arkadaşlarının makine ile ve sair cihette Nur’a hizmetleri, bu memleketi cidden minnettar edecek bir vaziyettedirler. Cenab-ı Hak, onları muvaffak eylesin.” 6
Diğer mektupta da Nazif için ‘ikinci Hüsrev’ diyor: “Nazif’e bin bârekâllah, bin mâşaallah! İkinci bir Hüsrev; İnebolu ikinci bir Isparta olduğunu isbat ediyor.” 7 Nazif’in Cevşeni basması ile ilgili olarak da “Nazif büyük bir hayır yapmak için Nurcular’ın ehemmiyetli bir virdi olan Cevşenü’l Kebir’i makine ile teksir etmiş” demektedir. 8
Dipnotlar: 1- B. Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, s. 10. 2- A.g.e., s. 15. 3- A.g.e., s. 184. 4- B. Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 153. 5- B. Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, s. 155. 6- B. Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 163. 7- A.g.e., s. 283. 8- A.g.e., s. 284.