Karabekir Paşa’nın üstün gayretleriyle 23 Temmuz 1919’da başlayan Erzurum Umumî Kongresi 7 Ağustos Perşembe günü itibariyle sona erdi. Kongrenin 23 Temmuz günü başlatılmasının bir sebebi de “II. Meşrutiyetin yıldönümü” olmasıdır. Kolağası Niyazi Bey, Miladî 23 Temmuz 1908’de Manastır’da hürriyeti ilân ettiğini duyurdu. Ertesi gün, Sultan II. Abdülhamid “Meşrutiyet” sistemini resmen kabul etmiş oldu.
«
Trabzon’un da dahil olduğu “Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” tarafından organize edilen kongrede oybirliği ile alınan en önemli karar “tam istiklâl” kararıdır. İki hafta kadar süren kongrede alınan kararlar bir beyannâme ile ülke ve dünya gündemine tebliğen ilân edildi.
“Şarkî Anadolu Vilayetlerinin Erzurum Kongresi Beyannamesi” başlığı altında alınan 10 maddelik karar metninin baş kısmına ise şu mânidar ifadeler derc edildi:
“Bismillâh. ...Kendini en yakın ve kanlı tehlikeler karşısında gören Şarkî Anadolu Vilayetlerinin, mukaddesatını bizzat muhafaza gayesiyle her taraftan vicdan-ı millîden doğmuş cemiyetlerin iştirâkıyle yapılan Erzurum Kongresi, 7 Ağustos 1335 (1919) tarîhinde mesaisine son vererek, Allah'ın lütfuyla aşağıdaki kararları almış oldu.”
Beyannâmenin 9. maddesinde yer alan önemli bir ifade de şudur: “Kitle-i umumiye bu kerre ‘Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ unvanı ile isimlendirilmiştir. İşbu cemiyet, her türlü particilik cereyanlarından külliyen âridir. Bilcümle İslâm vatandaşlar, bu cemiyetin aza-yı tabiiyesidir.”
«
Söz konusu beyannâmede yer alan kararların (özellikle Hilâfet ve Saltanat kararlarına dikkat!) bir özetini ise şu şekilde sıralamak mümkün:
1. Trabzon vilayeti ve Canik Sancağı ile Vilâyât-ı Şarkiye namını taşıyan Erzurum, Sivas, Diyarıbekir, Elaziz, Van, Bitlis vilâyâtı ve bu saha dahilindeki vilayet ve sancaklar hiçbir sebep ve bahane ile yekdiğerinden ve câmia-i Osmaniyeden ayrılmak imkânı tasavvur edilmeyen bir bütündür.
2. Osmanlı vatanının tamamiyeti ve istiklâl-i millimizin temini ve makam-ı saltanat ve hilafetin masuniyeti için Kuva-yı Milliyeyi amil ve irade-i milliyeyi hakim kılmak esastır.
3. Her türlü işgal ve müdahale, Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine matuf telakki edileceğinden, müttehiden müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir.
4. Hükümet-i merkeziyenin bir tazyik-i düvelî karşısında buraları terk ve ihmal ızdırarında kalması ihtimaline göre, makam-ı hilafet ve saltanata merbutiyeti ve mevcudiyet ve hukuk-ı milliyeyi kâfil tedbirler kararlıkla ittihaz olunmuştur.
5. Vatanımızda öteden beri birlikte yaşadığımız anasır-ı gayr-ı Müslimenin kavanin-i devlet-i Osmaniye ile müeyyed hukuk-ı müktesebelerine tamamıyla riayetkârız. Mal ve can ve ırzlarının masuniyeti zaten mukteziyat-ı diniye, an’anat-ı milliye ve esasat-ı kanuniyemizden olmakla bu esas kongremizin kanaat-i umumiyesiyle de teyit olunmuştur.
6. Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki hududumuz dahilinde kalan ve her mıntıkasında olduğu gibi Şarki Anadolu vilayetlerinde de ekseriyet-i kahireyi İslâmlar teşkil eder. Harsî ve iktisadî üstünlüğü de Müslümanlara aittir ve yekdiğerinden ayrılması gayr-i kabildir.
7. Milletimiz insanî, asrî gayeleri tebcil ve fennî, sınaî ve iktisadî hal ve ihtiyacımızı takdir eder.
8. Milletlerin kendi mukadderatını bizzat tayin ettiği bu tarihî devirde hükümet-i merkeziyemizin irade-i milliyeye tabi olması zarurîdir.
9. Tamamen aynı maksatla vicdan-ı millîden doğan cemiyetlerin ittihat ve ittifakından hasıl olan kitle-i umumiye, bu kerre “Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” unvanı ile tevsim olunmuştur. İşbu cemiyet, her türlü fırkacılık cereyanlarından külliyen âridir. Bi’l-cümle İslâm vatandaşlar cemiyetin aza-yı tabiiyesindendir.
10. Kongre tarafından müntehap bir Heyet-i Temsiliye kabul ve köylerden, bi’l-itibar vilâyât merkezlerine kadar mevcut teşkilat-ı milliye tevhid ve teyid olunmuştur.