"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir yap, bin boz

Faruk ÇAKIR
18 Ekim 2014, Cumartesi 00:01
Akla ve ilme göre iş yapılmadığı için sürekli bir yap-boz hali mevcut. Bazı ülkeler yüz yıllık anayasa veya kanunlarla güzelce idare edilebildiği halde, ülkemizde bazı kanunların ömrü yıl değil, ay ile ölçülüyor.

Türkiye’yi idare edenler bu duruma da izah getiriyorlar, ama bu izahın makul olduğunu söylemek mümkün değil. 
En başta 1980 askerî darbesinin millete zorla kabul ettirdiği 1982 anayasasının değiştirilmesi gerekirken, bunu yapmayıp kanunların değişitirilmesi tercih ediliyor. Neticede arzu edilen hür ve adil bir sistem kurulmamış oluyor.
Yanlış olduğu önceden de bilinen, dünyanın akışına aykırı, aynı zamanda milletin de tasvip etmediği kanunlar hazırlayıp sonra da “Yanlış oldu, haydi bunu değiştirelim” demek olur mu? Elbette yanlış neticeler veren kanunların doğru kanunlarla değiştirilmesi gerekir. Ama bu, sürekli deneme yanılma metoduyla yapılır mı?
Şu anda yeni bir kanun değişikliği Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor. Buna göre polislere yeni yetkiler verilecek. Getirilmek istenen maddenin muhtevasından daha önemli olan, bu değişikliğin gerekçesidir. Tam ifade edilmese de, bu değişikliklerle özgürlüklerden fedakârlık edip, güvenliğe ulaşılması hedefleniyor. Asıl itiraz edilmesi gereken de tam budur. Hiçbir yerde hürriyetlerden vazgeçilerek güvenliğe ulaşılamaz ve ulaşılamamıştır. Belki bir süreliğine bu mümkün olur, ama özgürlüğün olmadığı yerde yeni birikimler, yeni kavgaların temeli de atılmış olur. Dünyanın geldiği nokta buna şahittir.
Yapılmak istenen değişikliğe ciddî itirazlar gelmekle beraber, bir kısım medya da bu değişikliğin faydalı olacağını savunuyor. Maalesef yanlışı savunanlar sadece bu günün şartları düşünerek karar veriyor. “İktidar bizde, o halde (başkalarının) özgürlüklerin sınırlanmasında mahzur yok” diye düşünüyor olabilirler. Bu düşünce de temelden yanlıştır. Başkası için tuzak kuranların, kurdukları tuzaklara düştüklerine de yine tarih şahittir. 
Gündemdeki değişiklikleri yapmak isteyen idarecilerimiz, itirazları haklı bulduklarını da itiraf ediyorlar. İşte bir bakanın ifadeleri: “(Yapılmak istenen kanun değişikliği hususunda) Yap-boz eleştirisi yapılabilir ona itirazımız yok, ama uygulamada maalesef buradaki somut delil, kuvvetli şüpheyi teyit eden bir delil esasında aramayı gerektirecek şeyi ispat eden değil... Yani şüphenin varlığını gösteren bir delilden bahsediliyor. Bir yere araba gidiyor, polis geliyor, ‘şurada araba var arama yapmamız lâzım’ birtakım veriler sunuyor; yani bir şeyi ispat için değil, şüphesi var, bu şüphe nedeniyle arama yapmak istiyor. (...) Biz buradaki düzenlemeyi daha önce yaparken, aramaların keyfi yapılmaması için koyduk ve somut delili de kuvvetli şüphenin üzerine bina ettiğimiz bir delil olarak, yoksa ispat eden bir delil olarak değil. (...) Ama maalesef uygulama ispat edecek delil gibi algıladığı için uygulamada ortaya çıkan sorunlarla alâkalıdır. Yoksa yapılan işin şeyi, başka bir yerle irtibatlandırılması doğru değildir.” (AA, 15 Ekim 2014)
Dinlesinler ya da dinlemesinler, biz hatırlatmamızı yapma durumundayız: Hürriyetlerden geri adım atarak güvenli ülke olamayız. Bu demek değildir ki yapan ve yıkanın yanında yaptıkları kâr olarak kalsın. Aslolan, yüzlerce/binlerce gencin ‘yakan ve yıkan’ hale gelmiş olmasıdır. Meseleye böyle bakmak ve gençlerin yakan/yıkan değil, yapan/tamir eden hale getirilebilmesidir. 
Türkiye’yi idare edenlerin birinci hedefi bu olmalı. Yoksa “kanun yap, kanun boz” ile arzu ettiğimiz “Büyük Türkiye”ye ulaşmamız mümkün olmaz...

Okunma Sayısı: 1603
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı