"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Depremle uyandık mı?

Faruk ÇAKIR
18 Ağustos 2021, Çarşamba
Deprem ülkesiyiz ve ülkemizde çok sık sayılabilecek ölümlü depremler meydana geldiği halde bu afete karşı gerekli tedbirleri almış değiliz.

Hele hele 17 Ağustos 1999’daki büyük “Marmara Depremi”nden sonra binlerce kişinin ölümüne rağmen bu tedbirleri almamış olmak nasıl izah edilebilir?

Elbette ‘hiç tedbir alınmadı’ demek doğru olmaz, ama alınan tedbirlerin yeterli olduğunu söylemek kesinlikle mümkün değil. Yeni yapılan binalar, eskilere nispetle daha sağlam yapılıyor. Fakat ortada yıkılıp yeniden yapılması gereken binlerce, belki de on binlerce bina var. 

İdareciler belki yüz defa “İstanbul’u yıkıp yeniden yapacağız” diye söz verdiler. Bu sözlerin ne ölçüde tutulduğu ya da tutulmadığı en başta İstanbul’da yaşayanlar şahittir. Tabiî ki sıkıntının yaşandığı tek il İstanbul değil. Başta Marmara Bölgesi olmak üzere nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı illerde deprem tehlikesi var ve bu tehlikeye karşı gerekli tedbirler alınmış değil. Meydana gelen ‘küçük deprem’lerden sonra “Büyük İstanbul depremi kapıda” diye konuşmak ve tartışmaktan başka bir şey yapılabilmiş değil. Elbette depremin ne zaman meydana geleceğini kesin olarak bilmek bugünkü imkânlarla mümkün değil. Fakat böyle bir deprem meydana geldiğinde ortaya çıkacak olan tablo az çok biliniyor. İstanbul başta olmak üzere Marmara için yapılan tahminlerle 50 ya da 100 bin kişinin ölüm ihtimalinden bahsediliyor ki böyle bir tehlike karşısında tedbir almamak anlaşılır değil. 

Tedbirler alınmasına rağmen ölümlerin meydana gelmesi de mümkündür, ama o zaman kimse kimseyi kınayamaz. “Mümkün olan her tedbiri aldık, ama takdir böyleymiş” denilebilir. Tedbir almadan, şehirleri yenilemeden, insanları bu hususta eğitmeden deprem gününü beklemek ihmallerin en büyüğüdür.

17 Ağustos 1999’da meydana gelen ve 7,4 büyüklüğünde olan depremde, resmî raporlara göre 17 bin 480 kişi ölmüş, 23 bin 781 kişi de yaralanmıştı. Aynı depremde 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri hasar görmüştü. Depremi yaşayanlardan biri, ağır hasarlı ve yıkılması gereken binaların kanun dışı yöntemlerle orta veya hafif hasarlı hale dönüştürüldüğünü söylemiş ki bu, herkesin bildiği bir sır sayılabilir. 

Gerekli tedbirlerin alınmadığının bir delili de, vatandaşların yüzde 71’i kendisini depreme karşı hazır hissetmiyor olması. Yapılan bir araştırmada, vatandaşların yüzde 71’inin kendisini muhtemel bir depreme hazır hissetmediği ortaya çıkmış. 17 Ağustos 1999’daki depreminin yıl dönümünde vatandaşın deprem algısına yönelik bir araştırma yapılmış. 1100 kişinin katıldığı araştırmaya göre vatandaşların yüzde 71’i depreme karşı kendisini hazır hissetmiyor. Hatta daha önce deprem tecrübesi yaşayanların yüzde 86’sının deprem çantası dahi yok. Katılımcılara “ev alırken ya da kiralarken depreme dayanıklı olup olmadığını araştırdınız mı?” sorusu da yöneltilmiş. Bu soruya yüzde 34’ü “evet araştırdım” derken, yüzde 66’sı deprem araştırması yapmadığını belirtmiş. Toplanma alanları konusunda vatandaşın sadece yüzde 56’sı bilgi sahibi. Deprem sigortasının zorunlu olması gerektiğini düşünenlerin oranı da yüzde 61 olmuş. (trthaber.com, 16 Ağustos 2021)

Bu netice övünülecek bir netice değil. Bir gün dahi boşa harcamadan gerekli tedbirlerin alınması ve bir ‘depreme karşı tedbir planı’nın olması gerekir. Elbette sel ve yangın planları da unutulmadan... Duâ edelim de deprem, sel ve yangın gibi felâketler ülkemizden ve insanlıktan uzak olsun. Amin.

Okunma Sayısı: 1608
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    18.8.2021 13:02:47

    Önce insaf, vicdan ve hakperestlik ekseninde; haklı eleştiri ve ikazlarlar, kimden gelirse gelsin bundan istifadeye açık bir akıl lâzım. Bu olmadan, yapılan her uyarıyı, düşmanca bir saldırı olarak gören bir zihniyet kendi eksiğini göremez. Millet ekseriyetinin intibahıyle bu problemleri çözecek ehil kadroların işbaşına geçmesi için ve bu nimete istihkakımız ve liyâkat kesbetmemiz için dua ediyorum...

  • Halil İbrahim Karahan

    18.8.2021 04:30:21

    Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı