Mirasımız Kudüs Derneği Genel Başkanı Muhammed Demirci, işgal altındaki Kudüs ve Mescid-i Aksâ’da geride bıraktığımız yıl yaşanan hak ihlalleri (yıkımlar, el konulan taşınmazlar, Yahudileştirme faaliyetleri, Mescid-i Aksâ’ya yönelik ihlaller, baskınlar, para cezaları, insan hakları ihlalleri, ekonomik durum) içeren “2021 Kudüs Raporu”nu kamuoyuyla paylaşmış.
İslam dünyası dahil ‘hür dünya’nın da görmezden geldiği ihlallerin tamamını sıralamak mümkün değil. Hazırlanan “2022 Kudüs Raporu”ndan bazı notları aktarmakla iktifa edelim. İşte rapordan notlar:
İşgalciler, Kudüs’ü Yahudileştirmek ve şehrin üzerinde kontrol ve yönetim haklarını ispat ve hayalini kurdukları tapınak inşa etme arzularını gerçekleştirmek amacıyla (...) Kudüs’ün asıl sakinleri olan Müslüman veya Hıristiyan Arap sakinlerinin evlerini yıkıyor, sınır dışı ediyor ve onları adeta kimliksizleştiriyor.
Siyonist işgal rejimi, çoğunluğunu Ukrayna – Rusya savaşı bahanesi ile toplamda 70 bin Yahudi’yi işgal ettiği Filistinlilerin arazilerine yaptırdığı konutlara yerleştirdi. Kudüs’ün doğu kısmının nüfusunun 395.000’e ulaşmasına ve toplam Kudüs nüfusunun %42’sini oluşturmasına rağmen İşgal yönetiminin kısıtlama politikalarından dolayı şehrin yüz ölçümünün sadece %13’ü Kudüslü Müslüman ve Arapların kullanmasına ve yaşamasına tahsis edilmiştir.
Kudüs’te toplam 237.729 konut bulunuyor. Bu konutların sadece 57.335’i Kudüslü Müslümanlar ve Araplara ait. Toplamda yaklaşık 124.000 Filistinlinin yaşadığı 22.389 ev, yıkım ve yerinden edilme tehdidiyle karşı karşıya.
İşgalci İsrail makamları (...) Mescid-i Aksâ’nın çevresindeki İslami eserleri tamamen yok etmek istiyorlar. Bunun için Mescid-i Aksâ hem fikriyatta hem de yapılan kazılarla fiziki olarak tehlike altında. Mescid-i Aksâ’nın çevresine sahte mezarlar inşa etmek için şimdiye kadar el konulan arazi miktarı 620 dönümü buldu.
Mescid-i Aksâ’nın doğusunda bulunan ve mülkiyeti Kudüs İslami Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Tantur Firavun bölgesinde şimdiye kadar 280 sahte mezar dikildi, Wadi Rababa bölgesinde ise 50 mezar dikilerek şimdiye kadar dikilmiş olan sahte mezar sayısı 12.800’e ulaştı.
2022 yılı içerisinde Mescid-i Aksâ’ya 51.000’den fazla yerleşimci baskın düzenledi. İşgal polisi 915 Müslüman’a Mescid-i Aksâ veya Kudüs’ten uzaklaştırma kararı verdi. Kudüs’te çoğunluğu eski esirler tarafından sunulacak 70 seminer veya konferans, işgal polisi ve istihbaratı tarafından engelledi. Kudüslülere hizmet eden 18 kültür ve spor faaliyeti gösteren kurum kapatıldı.
İşgal güçlerinin saldırılarında 17 Kudüslü şehit oldu. Aralarında 601’i çocuk olan 3009 Kudüslü gözaltına alındı veya tutuklandı. İşgal belediyesi bu yıl içinde Kudüs’teki 13 cadde ve sokağın ismini değiştirip gerçek kimliğinden kopararak İbranileştirmeye ve Yahudileştirilmesine katkıda bulundu.
Rapor böylece uzayıp gidiyor. Peki, “İslam dünyası”na düşen bu büyük zulmü uzaktan izlemek ve sadece kınamak mı? Zulmü, diplomatik yollarla durdurmak gerekmiyor mu? Kudüs, hepimizin değil miydi?