Yukarıdaki ifadeler Sırrı Süreyya Önder’in annesine ait. Önder, arkadaşlarının ‘Milletvekilisin hâlâ annene bir ev almamışsın’ demelerinden dolayı Adıyaman’da annesine bir ev alıyor. Adıyaman depreminde, aldıkları ev yıkılınca annesi de ‘Parayla tapu bizi sevmiyor’ diyor.
Önder’in vefatından sonra birçok video dolaşıma girdi. Gerçekten konuşmalarında ders alınacak ifadeler kullanmış. Benim dikkatimi çeken dünya malına bakışı ve iktisadla ilgili görüşleri: ‘Hayat bir türküye sığacak kadar kısa, böyle bir durumda bir tüketim nesnesine odaklanmak akıllıca gelmiyor. Bir ev alayım uğruna hayatını heder etmek...”
Sunucunun, ‘Öyle bir hâliniz var ki, sizin dünyevî hiçbir şeyle alâkanız yokmuş gibi. “Siz ‘Bir evim olsun’ diye hayata bakmaz mısınız?” sorusuna “Olmadı da” diye cevap veriyor. “Ya da para biriktirmek, parayla ilişkiniz bozuktur gibi geliyor” “Biraz öyle. Hesabımda bir maaştan fazla bulan olursa onun olsun. Hepimizin aslında tüketimle olan ilişkimizi sorgulamamız gerekir.”
Bir televizyon programında birçok hastalıkları sebebiyle hastane koridorlarında dolaştığını bu sebepten dolayı da “Menzilin göründüğünü” söylemiş.
Edebiyat üzerine yapılan bir konuşmasında da “Bediüzzaman teşbih ilim ehlinden cehlin eline girse hakikat telakkî edilir” ifadesini kullanmış. Dayısının Üstadla iki defa görüşmüş olması, annesinin Nur talebesi olmasından dolayı oradan gelen bir damardan beslendiğini söylemek mümkün.
Kur’ân’da “kenz”1 diye ifade edile para biriktirme hastalığına kapılmama önemli bir vasıf. Ayrıca dünyanın fâniliğini idrak etmek ve iktisadı prensip edinmek de bugün için zarurî seviyeye gelmiştir.
Dipnot:
1- Tevbe Suresi: 34-35.