BM’nin ‘beş daimi üyesi’nden biri olan Rusya, elindeki maddi güce dayanarak daha önce Kırım’ı ihlak ettiğini duyurmuştu. 

Güya başka ülkeler buna itiraz etti, fakat itirazlar müeyyidelerle desteklenmediği için Rusya durmadı ve gele gele Ukrayna’nın dört bölgesini de kendisine bağladığını ilan etti. Gerçi şimdi Kırım’dakinden farklı olarak ortada bir ‘referandum’ var. Savaşın devam ettiği Ukrayna’da ilgili bölgelerde yapılan referandumda “Rusya’ya ilhak olalım” anlamında karar çıktı ve Rusya bunu kendisine ‘delil’ sayarak Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgeleri ‘anlaşma yaparak’ kendisine bağladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin Rusya’ya bağlanmasına yönelik anlaşmaları imzalamasının ardından ‘dünya’dan ilhakı ret ve kınama mesajları gelmiş. Haklı olarak ilk itiraz Ukrayna’dan gelmiş. Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri de, ortak açıklama yaparak bu ilhakının ‘yasa dışı’ olduğunu bildirmişler. AB üyesi ülkelerin oluşturduğu Avrupa Konseyi açıklamasında, Rusya’nın uluslararası düzeni baltalayarak ve BM Şartı ile uluslararası hukuku ihlal ederek küresel güvenliği tehlikeye attığına dikkat çekmişler. 

Hakikaten garip bir durum değil mi? Güya ‘dünya barışını temin’ için kurulan Birleşmiş Milletler’in beş daimi üyesinden biri olan Rusya, büyük bir savaşın başlamasına sebep olabilecek bir adım atmaktan geri durmuyor. Bu anlayışla mı dünya barışına destek olunacak?

Türkiye de haklı olarak bu ilhaka itiraz etti ve Rusya’yı kınadı. Fakat bu kınamalar sadece sözde kalacaksa, ilhak edilen topraklar kurtulabilir mi? Ayrıca, bu dört bölgedeki referandum; açık, şeffaf ve serbest bir şekilde yapılabildi mi? 

Hatırlanacağı üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde bu anlamda problemli bölgeler vardır. Benzer şekilde İngiltere’de de referandumlar yapıldı ve çıkan netice en azından şimdilik kabullenildi. Ukrayna’daki referandumun şeffaf ve hür bir ‘seçim’ olduğunu kim söyleyebilir? Netice itibarıyla ülkede bir ‘savaş hali’ hüküm sürüyor. 

Rusya’nın bu dört bölgeyi ihlak kararı acaba dünya ülkelerini ve liderlerini uyandırmaya yeter mi? Daha önce ilk edilen Kırım konusunda çok daha kararlı itirazlar yükselmiş olsa, acaba bugün Rusya böyle bir adım atabilir miydi?

Her halde, Türkiye’yi idare edenlerin de Rusya konusundaki politikada çok daha dikkatli, çok daha hassas olması gerektiği bir defa daha anlaşılmış oldu. Şahsi dostluklar üzerinden yürütülen politikalar her zaman için akamete uğramaya mahkumdur. Kırım konusundaki itirazlar gibi, diğer dört bölge konusundaki itirazlar da dikkate alınmamış gibi görünüyor. 

“Hür dünya” yanlışlar karşısında sadece ‘tanımıyoruz’ demenin yetmediği görmeli ve daha kararlı tutum sergilemeli vesselam.