Ankara’da Bediüzzaman paneli
"Toplumun Temeli Aile" konuşulacak

Genel Yayın Müdürümüz Kazım Güleçyüz, “Aile çökerse toplum çöker. Aileyi içine girmiş olduğu krizden çıkartmak gibi bir görevimiz var” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen İZKİTAP-İzmir Kitap Fuarı’nın ikinci gününde, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, “9 Eylül Sahne” açık hava salonunda “Toplumun Temeli Aile” konulu bir seminer verdi. İzmir Yeni Asya Temsilciliği’nin organize ettiği seminere İzmir’in Tire, Torbalı, Ödemiş, Menemen, Bornova, Karşıyaka ve diğer ilçeleri ile çevre illerden gelen okuyucularımız katıldı. Anayasanın 41. Maddesi olan “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” ifadesini aktararak konuşmasına başlayan Güleçyüz, her ne kadar bir darbe anayasası olsa da, ailenin öneminin ve bütünlüğünün anayasa ile güvence altına alındığını aktardı.

Ailede prensipler hakim olmalı

Maalesef ülkemizde tek adam rejimi ile beraber, adaletin, bütün toplumu ilgilendiren konuların ortak akılla, istişare ile görüşülerek, müzakere edilerek sonuçlandırılması manasındaki sistemin yani meşveretin, hakkaniyetin çok yara aldığını ve Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ifade eden Güleçyüz, ailede de bu manaların hakim olması gerektiğini belirtti. Üstad Bediüzzaman’ın dar anlamdaki ailenin ötesinde mahalle sakinlerinin, şehir ahalisinin ve aynı vatanda yaşayan insanların da genişleyen daireler şeklinde birer aile oluşturduklarını ifade ettiğine, daha ötesinde Resulullah’ın (asm) “Ey insanlar, hepiniz Adem’in çocuklarısınız.” şeklinde seslendiğine değindi. 

Aile fertleri kendilerini ifade edebilmeli

İnsanı insan yapan en önemli değerlerden birisinin hürriyet olduğunu söyleyen Güleçyüz, Bediüzzaman’ın “İman ne kadar mükemmel olursa hürriyet o kadar parlar.” ifadesi çerçevesinde, hürriyetin olmadığı yerde, baskının, istibdadın olduğu ve orada Allah’ın insana vermiş olduğu kabiliyetlerin gelişemeyeceğini, dolayısıyla bu manaların aileden başlayarak bütün hayat kademelerinde hakim olması gerektiğini ifade etti. Güleçyüz, aileyi ilgilendiren konularda aile fertlerinin meşveret etmesi, aile meclislerinin aktif şekilde çalıştırılması, “Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur!” gibi bir anlayışın ideal aile düzeninde yerinin olmadığını aktardı.

Çare iman ve ahlak eksenli bir hayat 

Bediüzzaman’ın Tesettür Risalesinde geçen, “Benimle görüşen ekserî dostlardan, kendi ailevî hayatlarından şekvâlar işittim. ‘Eyvah!’ dedim. ‘İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?’” ifadesini aktararak, Üstadın bu ifadeyi 1934 senesinde söylediğini, o tarihten 90 sene sonraki günümüzde aile hayatı bakımından tablonun çok daha vahim olduğunu hatırlattı. Dünyevileşme ve maddileşme kasırgalarının aile bağlarını tahrip ettiğini söyleyen Güleçyüz, bu çözülmeyi durdurup, bu manevi afetten kurtulmanın tek çaresinin ise iman ve ahlak eksenli bir hayat anlayışının hakim kılınması olduğunu belirtti. 

AHİRET İNANCIYLA AHLAK YÜKSELECEK

Çeşitli ayetler ile Risale-i Nurda geçen, “Bu zamanda aile hayatının ve dünyevî ve uhrevî saadetinin ve kadınlarda ulvî seciyelerin inkişafının sebebi, yalnız daire-i şeriattaki âdâb-ı İslâmiyetle olabilir.” ifadeyi aktaran Güleçyüz, ahirete imanın aileye hakim olmasının, eşler başta olmak üzere aile fertleri arasındaki kısacık dünya hayatı için değil, ahiret ile saadet-i ebediyede dahi o münasebetlerin devam edeceği ölçüsüyle samimi hürmet, sadakat, sevgi, kusurlara bakmamak gibi hasletlerin kuvvet bulacağını, ahiret inancıyla ahlakın yükseleceği ifadelerini aktardı. 

Aileyi krizden çıkartmak gibi bir görevimiz var

Yine Risale-i Nurdan aile saadetinin, ana ölçülerinin ve parametrelerinin belirtildiği mesajların bir kısmı olarak, “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir.”, “Dâire-i meşrûadaki keyfe iktifâ ediniz ve kanaat getiriniz. Sizin hanenizdeki mâsum evlâtlarınızla mâsûmâne sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevklidir.” ifadelerini aktaran Güleçyüz, bu prensipleri okuyarak yaşamaya çalışmak aileyi içine sürüklendiği derin krizlerden çıkarabilireceğine işaret etti. “Aile çökerse, toplum çöker.” diyen Güleçyüz, aileyi içine girmiş olduğu krizden çıkartmak gibi bir görev ve sorumluluğumuz olduğunu belirtti. Güleçyüz, seminner sonrasında standımıza geçerek okuyucularımızla buluştu ve kitaplarını imzaladı.

ARDA BİLİK - İZMİR

***