Genç bakış açılarına büyük İhtiyaç var

2020 yılı Risale-i Nur Enstitüsü Köprü Dergisi makale yarışması sonuçlandı. Yarışmaya bu yıl ilgi büyüktü. Birbirinden kıymetli makaleler teslim edildi. Yarışmacılar öncelikle Köprü Dergisi Yaz 1998 “İslâmî Hizmet Metodları” konulu sayısını okudular. Bu sayıdaki 10 makale için kısa bir değerlendirme yaptılar. Ardından da Risale-i Nur Külliyatı, ilgili sayıdaki makaleler ve diğer kaynaklardan yararlanarak kendi makalelerini yazdılar. Bu makalelerden bazılarını Köprü Dergisi’nin önümüzdeki sayısında görme imkânı bulacağız.   

Köprü Dergisi makale yarışmasında birinciliğe Hakan Özlen, “Bediüzzaman’ın Dünyanın Yuvarlaklığı Meselesine Bakışı” adlı makalesiyle; ikinciliğe Mustafa Gönüllü “Dine Hizmette Sivillik ve Bediüzzaman” adlı makalesiyle; üçüncülüğe ise Netice Görentaş “Medya Aracılığıyla Yapılan İslâmî Tebliğde “Popülist İşleyiş” adlı makalesiyle lâyık görüldü. Ayrıca Mustafa Gengeç “İslâm’da İnanç Kavramı ve Tebliğ” adlı makalesiyle ve Fatih Sevinç ise “Kur’ân-ı Kerîm’de Geçen Denge İfadesi ve İslâmî Hizmet Metodundaki Yeri” adlı makalesiyle mansiyona lâyık görüldüler.

Yarışmada ilk üç dereceye giren Hakan Özlen, Mustafa Gönüllü ve Netice Görentaş’a yarışmayla ilgili düşüncelerini sorduk. Yarışmacılarımızdan aldığımız cevaplar şöyle:

Yarışmada birinciliğe lâyık görülen Hakan Özlen:

Kendini doğru okumak Risale-i Nur eserleriyle mümkün

“Asıl varlık sebebimiz “kendini doğru okumak” olsa gerektir. Ancak zamanın eşsiz eseri Risâle-i Nur ile bu doğru okuma mümkündür demek “hakkı teslim etmek” demek olduğundan kendimizi bahtiyar addediyoruz. Köprü Dergisi de Risâle-i Nur hakikatleri ile “kendini doğru okuma” arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Köprü Dergisi yarışması ise biz gençlere makale yazdırarak “kendini doğru okuma” gayesini manalandırmaktadır. Bu büyük çalışma için teşekkür ederiz.”

Makalesi ikinciliğe layık görülen Mustafa Gönüllü:

Yazmak için önce okumak gerekiyor

“Öncelikle beni ödüle lâyık gören Risale-i Nur Enstitüsü’ne teşekkür ederim. Ancak şundan eminim ki yarışmada yer alan bütün makaleler altın harflerle yazılmaya lâyık makalelerdir. Risale-i Nur’u şerh eden, okuyuculara açıklayan her makale zaten başlı başına değerlidir.

Ben makale yarışmasına üç yıldır kayıt yaptırıyordum. Her sene ‘ha bu yıl yazacağım, ha sonraki yıl’ derken bu yıl yazmak nasip oldu. Üç yıldır sınavdır başka bahanelerdir yazmıyordum, ancak bu yıl anladım ki nefsin önümüze serdiği bahaneler aslında bizlerin kabiliyetleri köreltiyor. Her bir bahane insandaki bir kabiliyeti köreltiyor. Maddî manevî insana zarar veriyor.

Bu sene malûm salgın sebebiyle biz de eve çekilmişken aslında Allah-u Teâlâ nefsi terbiye etmek üzere bahaneleri bir kenara attı. Artık yazmamak için bir bahanemiz yoktu ki bu Allah’ın lütfu idi. Ramazan’ın da bereketiyle fikirler inkişaf ettirildi ve bir makale hazırladık. Yani nefsin terbiyesi hususunda tüm şartlar oluşmuştu. Bahanelere yer kalmamıştı. 

Aslında şu da bir gerçek ki, insan kendi Nur hizmetlerini sınırladıkça ürettiği bahane sayısı artıyor. Hizmetlerden çekildiği müddetçe başına belâ olan bahaneler onu sarıyor. Bu yüzden mümkün olduğunca okuyarak, yazarak, dinleyerek yani vücudun her duyusunu hizmetlerde kullanarak çalıştırmak gerekiyor. Ama bunların içinde yazmak, birçok lâtifeyi geliştirdiği için daha kapsamlı bir hizmettir. 

Bir nokta daha var ki, ümitsizlik yazmak için en büyük bahane. İnsan yazma hususunda kendini denemesi gerek. Kabiliyetlerin inkişafı için kişi kendini o yönde zorlamalıdır. Her insanda Cenab-ı Hakk’ın farklı esmaları tecelli ediyor. Yazmak da aslında Cenab-ı Hakk’ın Kelâm isminin bir tecellisidir. Bu ismin tecelli edip etmediğini anlamak için önce zihni o yönde çalıştırmak lâzım. Denemeden ne var ne yok anlaşılmıyor. Zaten en önemli teknolojiler bile yüzlerce denemeden sonra ortaya çıkmıyor mu? İşte Risale-i Nur Enstitüsü’nün bu tür organizasyonları aslında yazma kabiliyetini keşfedememiş insanlar için yapılıyor.

Makale yarışmasıyla ilgili bana çok şey kattığını da söylemeliyim. Öncelikle şunu öğrendim ki, yazmak için önce okumak gerekiyor. Okumadan yazılamıyor. Bir hedefe gidebilmek için hedefe varmadan önce karşımıza çıkan bazı mekânlarda dinlenmek gerekir. Okumak dinlenmektir. Dinlenirken insan, hedefe yürüyebilmek için güç toplar. Bunun gibi, bir makale hazırlarken öncesinde birçok araştırma yapılmalı, birçok mekân ziyaret edilmeli ki makale hazırlama hedefine sağlıklı şekilde varalım. 

Ayrıca Risale-i Nur Enstitüsü makale yarışmasıyla gençlerin yeteneklerinin farkına vardırıyor. Farkına varmak her meselede ilk adımdır. Bu adımı atınca Cenab-ı Hak gerisini getiriyor.

Kişinin kalem tutan eli varsa kalemi tutmalı, bırakmamalı. Yeni Asya camiası da kalem tutan eller için büyük nimet, değerlendirilmelidir. Gazetesiyle dergileriyle yazmak isteyen gençlere yol gösteriyor, yardımcı oluyor. Kişinin yazdığı bir yazı, bir eser olarak kayıtlara geçiyor. Hani, başka gazetelerde yazmak gibi olmuyor Yeni Asya’da yazmak. Gelip geçici günlük yazılar olarak bakılamaz bu yazılara. 50 yıl önce yazılmış bir köşe yazısı günümüze hitap edebiliyor, Yeni Asya böyle bir gazete, dergilerimiz böyle dergiler. Günlük gazete, aylık dergi gibi tabirler bu yüzden yetersiz kalıyor. Sonsuz bir gazete, sonsuz bir dergi demek lâzım belki de. Çünkü sonsuz ahiret hayatına bakıyor buradaki yazılar. Çünkü Yeni Asya günlük gazetesinde, aylık dergilerinde, her meselesinde Kur’ân ve onun tefsiri olan Risale-i Nur’u esas alıyor. Bu mecralarda çıkan bir yazı aslında Risale-i Nur’u şerh ediyor. O yüzden genç yazarlar böyle bir cemaati fırsat bilmeli, cemaatin yayın organlarında yazacakları yazıları küçük görmemeliler. Bir makale, bir köşe yazısı bazen bir kişinin hayatını değiştiriyor, bazen bir kelime bir ömrü bâkileştiriyor. 

Cümlelerimi şöyle bitirmek istiyorum. Genç kalemler, genç bakış açılarıdır. Genç bakış açılarına bu zamanda büyük ihtiyaç vardır. Tecrübeli yazarların ve editörlerin öncülüğünde, genç kalemler çokça teşvik edilmelidir. Böyle yarışmalar da bunun için vardır. Risale-i Nur Enstitüsü ve Yeni Asya Camiası’nı tebrik ediyor, hizmetlerde bizi de çalıştırması için Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.”

Yarışmada üçüncü olan Netice Görentaş ise:

Benim için farklı bir deneyim oldu

“Öncelikle bu yarışmaya katılmak benim için farklı bir deneyimdi ve sizlere de bu imkânı sağladığınız için teşekkür ederim. Uzun zamandır İslâmî basınla ilgili araştırmalar ve akademik çalışmalar yapıyordum. Bu çalışmalar yazdığım makale için de yol gösterici oldu. Bu makaleyi hazırlarken yeni bakış açıları kazandım ve benim için de oldukça faydalı bir deneyimdi. Yarışma sayesinde yazdığım ve her zaman kendi alanım ile bağdaştırmak istediğim Risale-i Nur’u akademik bir çalışmaya dâhil etmek beni ayrıca mutlu etti. Son olarak danışmanım olan; görüş, eleştiri ve önerileriyle bana yol gösteren Prof. Dr. Ahmet Battal Hocama da çok teşekkür ederim” şeklinde düşüncelerini bizlerle paylaştı. Biz de Risale-i Nur Enstitüsü olarak yarışmacılarımızı tekrar tebrik ederken kendilerini önümüzdeki yarışmalarda da görmek istiyoruz.

YENİ YARIŞMA

Risale-i Nur Enstitüsü Köprü Dergisi makale yarışmasının 2021 yılı konusu da belli oldu. 2021 yılı makale yarışmamız için Köprü Dergisi’nin 113. Sayısı olan “Kadın” konulu sayısını seçtik. “Kadın” konulu 2021 yılı makale yarışmamıza genç yazar adaylarını bekliyoruz. Yarışma hakkında bilgi almak ve yarışma yönergesi talep etmek için [email protected] adresinden bizimle irtibata geçebilirsiniz.