Genç Yorum ekibi; yazın rehavetine ‘kapılır gibi’ olan zihinlerimizi ‘Hoop!’ diyerek dikkate sevk ediyor ve günümüzün trend kavramı ‘Beyin çürümesi’ni ele alıyor.
Genç Yorum Dergisi'nin internet sitesini incelemek için tıklayınız
Bizim Aile Dergisi'nin internet sitesini incelemek için tıklayınız
Köprü Dergisi'nin internet sitesini incelemek için tıklayınız
Can Kardeş Dergisi'nin internet sitesini incelemek için tıklayınız
Bu sene de TV’de; klima reklamlarının rating rekorları kırdığı, sosyal medyada kaydırdığımız iki videodan birisinin limonata tarifi olduğu günlere kavuştuk çok şükür.
Biraz ihmal biraz kasıt ve küresel ısınmanın da dahliyle, pek de ‘doğal olmayan’ afetleri yaşıyoruz. Tek bir ağacın bile kurumasına tahammülümüz yokken hektarlarca orman arazisinin kül oluşuna, kahrolarak seyirci kalıyoruz. Tekrarlarının yaşanmaması için fiilî ve kavlî duaların eksik edilmemesini, ikisinin de yetkili mercilerinden rica ediyoruz.
Gelelim Genç Yorum’un yeni sayısına...
Genç Yorum ekibi; Temmuz ayında, yazın rehavetine ‘kapılır gibi’ olan zihinlerimizi ‘Hoop!’ diyerek dikkate sevk ediyor ve adeta müdakkik olmanın taşlarını döşüyor. Zihin ve zaman sermayesinin kıymetini işleyerek günümüzün trend kavramı ‘Beyin çürümesi’ni ele alıyor.

Siz de beyni sadece paça çorbasında seviyorsanız, bu sayımız tam size göre efendim:
• Editör yazısında Osman Yiğit, ‘Akıntıya kapılmamak’ diyerek; ayak ıslatan nehirlerin, büyük okyanuslara açıldığına ve geri dönüşün zorluklarına değiniyor.
• Muhammed M. Okur ‘Asrın idraki ve Risale-i Nur’ adlı yazısında; ‘beyin çürümesi’ teriminin yaklaşık 200 yıllık mazisinden ve karakteristiğinden bahsediyor.
• Lütfiye Kef, ‘Manipülasyonu anlamak’ diyerek; meseleyi, Hz. Âdem ve Hz. Havva kıssasına kadar derinlemesine işliyor.
• Psikolog Yılmaz Tokdemir ise, ‘Overthink saati’ yazısında, ‘her şeyin fazlası zarar’dan yola çıkarak düşünme faaliyetlerini, bir uzman olarak masaya yatırıyor.
• “Dijital detoks” yazısında Şeyda Sultan Zengin, yine güncel bir kavramın tanımını yaparak konuya başlıyor. Hangi bulguların “dijital detoks” ihtiyacı oluşturabileceğini ve neden yapılması gerektiğini izah ediyor.
• Sena Doğruer ise “Yavaşla, derinleş, anlam bul” adlı yazısında, Kafka’nın 20. yüzyılı ‘korku çağı’ olarak nitelediğinden ve yaşadığımız zihnî kaos ortamının bu tanımlamayı doğruladığından bahsediyor.

• “Test-food ile beslenen beyinler” yazısında Adnan Nacir, sosyal medyayı “herkesin kendi gıdasını arz etmeye çalıştığı” bir ortama benzetiyor.
• Taha Tezer, “Üçüncü gözün gözlüğü” diyerek, bir beyitle yazısında başlıyor. Akıl gözünün doğru istimali ve muhafazası için, külliyatın rehberliğinin elzemliğinden dem vuruyor.
• Bilal Said Parlakoğlu; kapakla aynı ismi taşıyan yazısında, beynimizin ‘stand-by’ modunda takıldığından ve ayrıca ‘unplagged’ deneylerin çarpıcı sonuçlarından önemli tespitler çıkarıyor.
• Son kapak yazısı ise Dr. Mustafa Gönüllü’nün ‘Yediğinsin’i... Depresyonun etiyolojisinde beslenmenin önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Gönüllü, bu durumu ‘yemekolizm’ kavramıyla birlikte açıklıyor.
DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİM
Bir de kapaklar değişse de rutin sayfalarımız:
• Genç Gündem’de Ayşenur Sözeri, küresel ısınmanın ciddiyetine dünyadan örnekler veriyor.
• Halenur Kurun ise ‘Asya mutfağı esintileri’ sayfasında, bir Güney Kore turşusu olan ‘danmuji’ tarifi veriyor.
• Ekibimizin bu ayki favorisi ise ‘Çedile Hanım’ mahlaslı ‘Feyzanur Elif Okur’.
• Şeyda Sultan Zengin ‘Seans Arası’ sayfasında, zihinsel düzenli mücadelenin öneminden bahsedip İrade Terbiyesi kitabından anekdotlara yer veriyor.
• Fikir Bahçesi ise bu ay yeni yazarı ‘Sedanur Kılıç’ ile sizlerle birlikte!

• Farklı Yorum’un bu ayki yazarı ise Fahri Utkan.
• Ayşenur Sözeri, bu ay bir de belgesel ele alıyor: Social Dilemma.
• Keçeli’nin Kitaplığı bu ay 2 farklı yazardan 2 farklı kitabı konuk ediyor: Sefa Kılıç’ın yorumuyla ‘Kemal Sayar’dan Yavaşla’ ve Melike Akyel’in yorumuyla ‘Şermin Yaşar’dan Göçüp Gidenler Koleksiyonu’...
• Genç Yorum, edebiyat meraklılarını da es geçmeden 2 tane de şiiri, sayfalarının arasına sıkıştırıyor: Mesut Köseoğlu’ndan ‘Nasihat’ ve Hasan Said Kadıoğlu’ndan ‘Yâr’.
• Caner Kut, “Zihnin Çarkları” sayfasında, rutini bozmuyor ve geçen aylardan devam ettiği ‘Beyin’ serisinin üçüncü yazısını, bu ayki kapakla buluşturuyor.
• Ali Hakkoymaz ise “Keyf’ince Lügât’te” henüz çürümemiş beynimizi, ferah bir yolculuğa çıkartıyor.
• Ömer Şenöz’ün hazırladığı ‘Haber Yorum’ sayfamızdan da en son bahsederek kapatalım.
Çalışan okuyucularımız için Temmuz özel bir mana ifade ediyor mu bilinmez, ama öğrenciysek (ya da öğrenci kafasından çıkamadıysak), bu aylar bir daha ele geçmeyecekmişcesine ve havanın hararetine karşı okuyarak serinliyormuşçasına, Temmuzu değerlendiriyoruz efendim.
Ekrem Donbaloğlu - İSTANBUL