“ÜLKE YOL AYRIMINA GELDİ. BASKI, İKTİDARI GÜÇLENDİRMEZ. SON SEÇİMLER BASKILARIN TERS TEPTİĞİNİ GÖSTERİYOR.”
Beka söylemi işe yaramadı
SİYASETBİLİMCİ Doç. Dr. Burak Cop: “AKP ciddi bir kan kaybı yaşıyor. Önce 31 Mart’ta, sonra 23 Haziran’da yoğun baskılar işe yaramadı. Elinizde kalan yegâne araç çekiç ise her yerde çivi görürsünüz. İktidarın başvurabileceği tek argüman beka, ki son seçimler bunun işe yaramadığını gösterdi. Ama hâlâ güvenlikçi söylemler kullanılıyor.”
Çözüm üretme kapasitesi yok
“REJİMİN ekonomik ve toplumsal krize çözüm üretme kapasitesi yok. Dolayısıyla yaptıkları tek şey seçmen tabanlarının kendilerinden ayrılmasına engel olmak. Bunun yolu da onları ürkütmekten ve korkutmak-tan geçiyor. Bu şartlarda iktidarın gündem belirlemesi gitgide zorlaşıyor.”
***
Baskı ve korkutma ters tepiyor
Siyaset Bilimci Doç. Burak Cop, “İktidarın uyguladığı baskıların onu güçlendireceğini düşünmüyorum. Türkiye’nin son seçimleri bize, baskının ters teptiğini gösteriyor” dedi.
Türkiye demokratik hakları için yürüyor. Anayasa’ya uygun olarak yapılan bu yürüyüşler ise iktidar tarafından sürekli bastırılıyor. Baskı günün sonunda kime yarıyor? İktidara mı, muhalefete mi? Vatandaşın en çok şikâyetçi olduğu konular hemen bütün anketlerde adaletsizlik, eşitsizlikken; neden AKP ve MHP’nin toplam oyu yüzde 40’larda seyrediyor? Siyaset Bilimci Doç. Burak Cop, Diken’e konuştu.
AKP kan kaybediyor
AKP’nin birbiri arasında uçurum olan iki kesimi olduğunu söyleyen Cop, “Biri, sosyal yardımlarla ayakta kalabilen 17 milyonluk bir kitle, çoğu kent yoksulu. Bunlar toplumun örgütsüz kesimlerini oluşturuyor. Diğeriyse AKP ile zenginleşenler. AKP geçmişteki merkez sağın temel dayanağı olan sessiz çoğunluklara dayanıyor. Fakat artık çoğunluk da değiller. Ciddî bir kan kaybı yaşıyor” dedi. “İktidar her eleştiriye, muhalif sese giderek artan bir baskıyla cevap veriyor. Baskı, günün sonunda iktidarı mı güçlendirir yoksa muhalefeti mi?” sorusuna Cop, “Türkiye iktisadi ve toplumsal olarak bir yol ayrımına geldi. İktidarın uyguladığı baskıların onu güçlendireceğini düşünmüyorum. Türkiye’nin son seçimleri bize, baskının ters teptiğini gösteriyor. Önce 31 Mart’ta ardından 23 Haziran’da o yoğun baskılar işe yaramadı. Aksine bunlar İmamoğlu’nun büyük fark atarak kazanmasını sağladı. İmamoğlu, AKP ve MHP tabanına ulaştı” cevabını verdi.
Ellerindeki tek argüman ‘beka’
Cop, iktidarın, adalet ve yargı sorununu çözemeyeceğini şu şekilde anlattı: “Sorunu çözemez çünkü sistem böyle tasarlanmış. Oturmamış, mimarisi eksik bir sistem bu. AKP’nin bir sermaye birikim modeli var. Kamu ihaleleriyle sürekli ihya edilen, kaynakların aktarıldığı bir kesim var. Hepimiz bunların kimler olduğunu biliyoruz. Karşımızda iyice kurumsallaşmış bir ahbap-çavuş kapitalizmi modeli var.” İktidarın sadece güvenlik meselelerini konuşmasını ele alan Cop, “Elinizde kalan yegâne araç çekiç ise baktığınız her yerde çivi görürsünüz. İktidarın başvurabileceği tek argüman beka, ki son seçimler bu söylemin hiçbir işe yaramadığını gösterdi. Sonuçlar ortadayken hâlâ güvenlikçi söylemler kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
‘İktidar artık gündem belirleyemez’
Türkiye’deki rejimin ekonomik ve toplumsal krize çözüm üretme kapasitesi olmadığını belirten Cop, şu şekilde devam etti: “Dolayısıyla yaptıkları tek şey seçmen tabanlarının kendisinden ayrılmasına engel olmak. Bunun yolu da onları ürkütmekten ve korkutmaktan geçiyor.” Türkiye’de gündemi kimin belirlediği sorusuna Cop, “Karşımızda masa tenisi gibi bir görüntü var. Gündemi bir iktidar bir muhalefet belirliyor diyebiliriz. İnsiyatif biraz daha iktidarda; elindeki medya gücü ve sosyal medyada başlayıp zamanla siyasetin bütününe sirayet eden trolleşme sürecinin sağladığı avantajlarla. Ancak bu çok kırılgan bir üstünlük. Pandemi gibi olağanüstü koşullarda bile muhalefetin gündem belirleyebildiğini gördük” cevabını verdi.