Bediüzzaman Said Nursî, vefatının 57. yılında Gemlik’te düzenlenen toplantıyla anıldı. Bütünler Düğün salonunda Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan programda konuşan gazetemiz yazarı Süleyman Kösmene ‘Çağımızın müceddidi Bediüzzaman Hazretleri’nin 57. vefat yıldönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz’ dedi. Bursa Yeni Asya Derneği tarafından tertiplenen Gemlik’teki konferansa ilgi büyük oldu.

Gerek Gemlik için gerekse Bursa çevre ilçelerden programa katılan dinleyiciler salonu tamamen doldurdu. Hanımların programa ilgisi de büyük oldu. Programı sunuculuğunu yapan Gemlik Kültür ve Yardımlaşma Vakfı temsilcisi Sedat Kan, Gemlik’te her yıl Üstad Hazretleri’ni anma programları tertiplediklerini ifade ederek Bursa Yeni Asya Derneği ile birlikte bu senede yazarımız Süleyman Kösmene’nin konuşmacı olarak katıldığı programa katılımlarından dolayı dinleyicilere teşekkür etti.

İlahiyatçı yazar Süleyman Kösmene hukukun üstünlüğü ve adalet ekseninde din, siyaset ve cemaat ilişkileri konulu konferansta hukuk ve adaletin Allah’ın iki isminin tecellisi olduğunu ifade ederek ‘Din işlerimizde de, siyaset işlerimizde de, devlet işlerimizde de, cemaat işlerimizde de bu iki ismin gölgesine, emirlerine ve tecellisine mazhar olmak şiarımız olmalıdır’ şeklinde konuştu.

‘Hukuk ve adalet devasa değerlerdir’

Hukuk ve adaletin insanı insan yapan iki devasa değer olduğunu ifade eden Kösmene şunları söyledi: “Bu iki değeri hakem yapmak, insanlığımızı hakem yapmaktır ve mahşere doğru giden zorlu yolumuzda, hesabımızı, kitabımızı toplayarak gitmektir. Çünkü bu iki değer dünyada başımıza çok iş açtığı gibi, mahşerde de başımıza çok iş açacaktır. Dünyada adil yargı kurumlarımız onun için vardır.” Konuşmasında din ve cemaat ilişkisine de değinen Kösmene, “Din vahye tabidir. Cemaat de dine tabidir. Bu tabiîyet bozulmazsa cemaat aslî yolundadır demektir. Bu tabiîyet bozulursa, meselâ cemaat dine tabi olmak yerine dünyevî şeylere, meselâ siyasete, cereyanlara, komitelere tabi olursa o cemaat cemaat olmaktan çıkar ve aslında intihar eder. Kendi kendini bitirir. Siyaset, hem hukuktan ve adaletten nasibini almalı; hem de dinden ve cemaatten beslenmelidir. Aksi takdirde siyaset hizmet değil, hezimet üretir; ihya değil, ifsat eder; yapıcı olmaz, yıkıcı olur; verici olmaz, alıcı olur ve toplum değerlerini yozlaştırır” şeklinde konuştu.

Cemaatler birleştirici ve barışçıdır

Cemaatlerin din namına meydanda olan topluluklar olduğunu belirten Kösmene, sözlerini şöyle devam ettirdi: “Cemaatler birleştiricidirler, barışçıdırlar, sevgi ekerler, sevgi biçerler. Hizipleştirmezler, toplumu ayrıştırmazlar, toplum fertlerini ötekileştirmezler. Diğer cemaat efradını ötelemezler, farklı yorumlara saygılıdırlar, saygındırlar, özgündürler.” Kösmene sözlerini şöyle tamamladı: “Partizanlık Müslümanın ahlâkını bozuyor, dilini yalana alıştırıyor, gönlünü dünyaya çeviriyor, ferasetini gideriyor, basiretini bağlıyor, takvasını alıyor, uhuvveti bitiriyor, insafını ve iz’anını yok ediyor. Siyaset hizmet için vardır, tefrika için değil. Siyaset bölücü, kışkırtıcı, yıkıcı, itici, kamplaştırıcı, hizipleştirici, tefrika verici olmamalıdır. Böyle olursa, böyle yapılırsa toplum genleri bundan çok zarar görür. Toplumda sevgi ve muhabbet kalmaz; birlik ve beraberlik ruhu zedelenir; vatan ve millet duyarlılığı zarar görür.’