ULUSLARARASI HUKUK GÖZARDI EDİLDİ

İnsan Hakları İzleme Örgütü 2022 Dünya Raporu’nda, Erdoğan liderliğindeki hükümetin Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğü ve uluslararası insan hakları hukukunu açıkça gözardı ettiği savunuldu.

BASKICI VE AYRIŞTIRICI POLİTİKALAR ARTTI

Raporda, Türkiye ile ilgili bölümde, bireylerin haklarının ihlali, ifade ve toplanma hürriyetine yönelik kısıtlamalar, hak savunucuları ve muhalif kesimlere karşı yürütülen baskıcı politikalar ile artan ayrımcılığa dikkat çekildi.

***

Sicilimiz iyice bozuldu

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2022 Dünya Raporu’nda, hükümetin Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğüne dikkat çekildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2022 Dünya Raporu’nda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetin Türkiye’nin insan hakları sicilini onlarca yıl geriye götürdüğü ve uluslar arası insan hakları hukukunu açıkça göz ardı ettiği savunuldu.

HRW’nin raporunda, Türkiye ile ilgili bölümde, kadınların haklarının ihlâli, ifade ve toplanma hürriyetine yönelik kısıtlamalar, hak savunucuları ve Kürt toplumu dahil diğer muhalif kesimlere karşı yürütülen baskıcı politikalar, işkence ve kaybolmalara maruz bırakılan mahkûmların içinde bulunduğu şartlar ve mülteci ve göçmenlere karşı artan ayrımcılığa dikkat çekildi. Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson “Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl Türkiye’yi uluslar arası insan hakları hukukunun sunduğu çerçevenin dışına çıkaran bir rota izledi” dedi.

AİHM’e itaatsizliğin göstergesi

VOA Türkçe’nin haberine göre Williamson, “Osman Kavala’nın keyfi ve hukuka aykırı tutukluluk haline son vererek onu serbest bırakmaktansa, Avrupa Konseyi tarafından yaptırıma tabi tutulmayı tercih etmek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne itaatsizliğin açık bir göstergesidir” şeklinde konuştu.

İfade ve toplanma hürriyetinin Türkiye’de kısıtlandığı belirtilen raporda, “Haber kuruluşlarının çoğu hükümete yakın bağları olan şirketler tarafından yönetiliyor. Türkiye’de bağımsız medya çoğunlukla online platformlarda faaliyet gösteriyor ancak bu kuruluşlar, oldukça katı olan Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde, üst düzey hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesine hakaret içerdiği gerekçesiyle eleştiri niteliğindeki haberleri devamlı olarak kaldırmak zorunda bırakılıyor ya da yargılanıyor” denildi.

STK’lar hedef alınıyor

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, kuruma seçimle belirlenmeyen bir rektör atanmasına karşı yürüttükleri protesto eylemlerinin “polis şiddeti ve gözaltılarla” sonuçlanması ve yerel yetkililerin COVID-19 salgınını “bahane ederek” öğrenci, işçi ve muhalif siyasetçilerin birçok barışçı protestosunu yasaklaması da Türkiye’de geçen yıl toplanma ve protesto haklarında yaşanan ihlâller olarak sıralandı. Türkiye’de hak savunucularına karşı baskıların devam ettiğine dikkat çekilen HRW raporunda, “Yetkililer, hak savunucularına hüküm giydirmek ve toplanma özgürlüklerini ihlâl etmek için, terörle mücadele ve hakaret yasalarını kullanmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi. Raporda ayrıca, İçişleri Bakanlığı’nın, Birleşmiş Milletler bünyesinde imzalanan Kitle İmha Silâhlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi’ne yönelik anlaşma çerçevesinde yürürlüğe koyulan yasayı da sivil toplum kuruluşlarını hedef alacak şekilde uyguladığı ileri sürüldü. 

Haber Merkezi