"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemalettin Efgânî - 2: Cevdet Paşa ona sahip çıktı

Halil ELİTOK
10 Ekim 2020, Cumartesi
Cemalettin Efganî, her gittiği veya sürgün edildiği yerlerde boş durmuyor ya gazete dergi çıkarıyor veya konferanslar vererek halkın uyanmasına vahdet-i İslâm için projeler üretiyordu.

İstanbul’da verdiği bir konferansta felsefe ve nübüvveti de sanatlar içinde sayması muhaliflere bekledikleri fırsatı vermiş oldu. Aslında Efganî, Türkçe’sinin yetersizliğini ileri sürerek konferans vermek istememiş, Tahsin Efendi’nin ısrarı üzerine yazılı bir metin hazırlayarak Maarif Nazırı Saffet Paşa’ya, Münif Mehmed Efendi’ye, Şirvanîzade Mehmed Rüşdü Paşa’ya göstermiş ve yazı onlar tarafından beğenilmişti.

Efganî 1871 yılında İstanbul’da verdiği konferansında hayatı ve ihtiyaçları bakımından toplumu canlı bir bedene benzetmiş, bu ihtiyaçları karşılayan sanatları bedenin organlarıyla, hikmet ve nübüvveti ise ruh ve canla karşılaştırmış, hikmetin marifetle elde edildiğini, hâkimin yanılabileceğini, bu sebeple dine aykırı sözlerine uymanın doğru olmadığını, peygamberliğin ise Allah vergisi olduğunu ve onlara uymanın gerekli bulunduğunu söylemişti. Muhalifler, konferansta söylenenlerden yalnızca “nübüvvet sanattır” kısmını alarak, Şeyhu’l-İslâm Hasan Fehmi Efendi bu yüzden Efganî’yi tekfir etmiş, ders vekili Halil Fevzi Efendi de Şeyhülislâmı teyit maksadıyla “es-Süyüfu’l-kavati” adlı bir risale kaleme almıştı.1 Şeyhülislâm vâiz ve hatiplerle camilerdeki halkı tahrik ediyor, buna karşı Efganî’nin savunması yetersiz kalıyordu. Bu durumda Ali Paşa, Efganî’nin ülkeden çıkarılmasına karar verdi. Fitneyi yatıştırmak için konferanslara son verildi ve Hoca Tahsin Efendi de görevden alındı. O tarihte Adliye Nâzırı olup Saffet Paşa ve Efganî ile bizzat görüşen, konferans metnini de okuyan Cevdet Paşa, daha sonra Abdülhamid’e sunduğu bir arîzada Efganî’nin lehinde sözler söylemiş ve olayın bir yanlış anlamadan kaynaklandığını ifade etmiştir. 2

Mehmet Âkif, Cemaleddin Efganî hakkında yazdığı makaleye gelen Vahabi suçlamalarına da cevap vermiştir: “Geçen hafta merhum Cemaleddin Efganî’ye dair birkaç söz söylemiştim, maksadım o büyük adama isnad edilmek istenen dinsizliğin pek yanlış bir tevcih olduğunu göstermek idi. Maatteessüf bu seferde “Cemaleddin, mülhid değil idi, fakat vehhabi idi” iddiası ortaya sürülmeye başlandı.” 3

Âkif, bu açıklamadan sonra Cemaleddin Efganî hakkında gelecek kuşaklara şu sözleri söyler: “İşte bugün bir Cemaleddin’i bir Muhammed Abduh’u yok. Cihanı İslâm, hakikaten bikes ve cidden garip. Biz bu gibi ekâbir-i ümmeti rahmetle, hürmetle anmalıyız ki, geriden gelenler aramızda bir yad-ı cemil bırakabilmek ümidinden mahrum kalarak mücadeleden vaz geçmesinler.” 4

Dipnotlar:

1- Türkiye Maarif Tarihi,  c. I, s. 555, 559.

2- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. 10, s. 457.

3- Sırat-ı Müstakim, 20 Mayıs 1326,  

4- Sırat-ı Müstakim, 20 Mayıs 1326.

Okunma Sayısı: 2940
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ata

    10.10.2020 14:28:59

    Anladığım Üstad Bediüzzaman; hem Afgani Abduh vb zatlardan yararlanmış ( ki yazmış) hem de onların muktesbatını; tashih tavzih tamamlayıcı görevi üstlenmiştir.Bu anlamda onlar bir önceki selef üstadta halef..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı