Mezhep imamlarının kaderi pekte değişmemiştir. Dört mezhebin imamının karşılaştıkları problemler hemen hemen aynı. Devleti yönetenlerin imamları istediği istikamette yönlendirme gayretleri hep olmuştur. İmam-i Şafii Hazretlerinden bahsetmek istiyorum.
İmam Şâfiî’nin Ebû Hanîfe’nin vefat yılı olan 150/767 tarihinde doğduğu ve elli dört yıl ömür sürdüğü hususunda ittifak olsa da doğum yeri konusunda aynı ittifak söz konusu değildir. Doğum yeri olarak Gazze, Askalân ve Yemen olmak üzere üç yere işaret edilmektedir. Genel kabul İmam Şâfiî’nin Gazze’de doğduğu şeklindedir.1
Fakir bir ailede dünyaya gelen İmam Şâfiî iki yaşına geldiğinde babası İdrîs’i kaybetmiştir. Anne Fâtıma, yetim kalan oğlunu, baba tarafından akrabalarının bulunduğu Mekke’ye götürmüştür.2
Mekke’de yeni bir hayat kuran anne Fâtıma, maddî yönden sıkıntı çekse de üstün meziyette gördüğü oğlunu ilme teşvik etmiştir. İmam Şâfiî yedi yaşında Kur’ân’ı on yaşında da Muvattâ’yı ezberlemiştir.3
İmam Şâfiî maddî zorluklarını kendi diliyle şu şekilde ifade etmiştir: “Annemin ne muallime verecek ne de kırtasiye malzemesi alacak bir parası vardı. Ben bulduğum uygun kemik parçalarına notlarımı kaydederek tahsil hayatıma devam ederdim.”4
İmam Şâfiî bir yandan Kur’ân ve Muvattâ’yı ezberlerken bir yandan da Arapça’da mâhirleşmek için Arap şiirine yönelmiştir. İmam Şâfiî, lisan konusunda ‘huccet’ kabul edilmiştir. 5
İmam Şâfiî talebelerine lisanın önemini sık sık hatırlatmıştır. Bu konuda şu tavsiyesi dikkat çekmektedir: “Arapçayı öğrenin! Çünkü Arapça dili, aklı sağlamlaştırır ve mürüvveti de ziyadeleştirir.”6
İmam Şâfiî’nin Mekke’de ders aldığı hocaları arasında Müslim b. Hâlid ez-Zencî (ö. 179/795) ve Süfyân b. ‘Uyeyne (ö. 198/814) ön plana çıkmaktadır.7
Tebeu’t-tâbi‘înin önde gelen fıkıhçıları arasında gösterilen Zencî harem bölgesinin şeyhi, imamı ve müftüsüdür. İmam Şâfiî’nin ilmî ve manevî şahsiyetinin teşekkülünde bu hocasının yeri büyüktür. Zencî, İmam Şâfiî’nin hem hocası hem mürşidi hem de mürebbisidir. 8
Yemen vâlisi Mekke’ye gelmiş ve İmam Şâfiî’ye Necrân’a yönetici olması konusunda teklifte bulunmuştur. Teklifi kabul eden İmam Şâfiî, Necrân’da resmî görevine başlamıştır. O zaman Necrân, Yemen’e bağlı bir belde hüviyetindedir. Bu beldede Hâris oğulları ile Sekîf’in mevâlileri yoğunluktadır. Bu kabileler güç, kuvvet ve kalabalıklarına güvenerek zulüm icra etmektedirler. İmam Şâfiî toplumda güveni tesis etmek için ilk önce haksızlıklara karşı mücadele ederek görevine başlamıştır. Bu mücadeleden hoşnut olmayanlar Halife Hârun er-Reşîd’e (ö. 193/809) İmam Şâfiî’nin Abbâsî hilâfetine karşı çıktığı suçlamasıyla şikâyette bulunmuşlardır. Bu suçlamalarda Yemen vâlisinin de etkisi büyüktür. Vâli, Necrân’da yaptığı haksızlıklara karşı çıkan İmam Şâfiî’yi Şi‘a taraftarı olmakla suçlamış ve bu şekilde şikâyet etmiştir. Hârun er-Reşîd suçlamaları tedkik etmek için İmam Şâfiî’nin huzuruna getirilmesini emretmiştir. Bir süre hapiste kaldıktan sonra Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin (ö. 189/805) de hazır bulunduğu mecliste sorguya çekilen İmam Şâfiî, Şeybânî’nin hüsn-i şehâdeti ile Hârun Reşîd’in de ikna olmasıyla bu suçlamalardan beraat etmiştir.9
Dipnotlar:
1- Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.48, 71-80. İbnü’l-Esîr, eş-Şâfî‘î fi şerhi Müsnedi’ş-Şâfi‘î, c.1, s.37; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, c.14, s.305-307. 2- Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.73, 92; Beyhakî, Ma‘rifetü’s-sünen, c.1, s.202. 3- İsfehânî, Hilyetü’l-evliyâ, c.9, s.73 Zehebî, Târîhu’l-İslâm, c.14, s.308-310. 4- İsfehânî, Hilyetü’l-evliyâ, c.9, s.76. 5- Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.96, 102, c.2,s. 41-61; İsfehânî, Hilyetü’l-evliyâ, c.9, s.77. 6- Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.282. 7- Zehebî, Târîhu’l-İslâm, c.14, s.305; İbnü’l-Cevzî, Sıfatü’s-safve,391. 8- Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.96-97,c.2, s.239. 9- 30 Beyhakî, Menâkıbü’ş-Şâfi‘î, c.1, s.106-114, 131, 148, 160-165.