Risale-i Nur Talebesi, nurun mesleğine aykırı davranışlarını yine nurlardan alacağı ehemmiyetli derslerle düzeltecek ve ortaya çıkan zararları tamir edecektir.
Bilerek veya bilmeyerek yaptığı yanlışları fark edip, hangi meselede yanlış yapmış ise o meselede tekrar doğruya ulaşmak için Nur’un hakikatlerine koşacaktır.
Risale-i Nur’dan ehemmiyetli bir ders dinleyerek hatalarından kurtulan talebeler pek çoktur. Bediüzzaman’ın, “Hattâ, bir hiss-i kablelvuku ile, Mustafa Oruç kardeşimizin Risale-i Nur’un mesleğine muhalif olarak birisiyle mübahesesi, aynı zamanda, belki aynı dakikada ona gayet hiddet ve şiddetle bir gücenmek kalbime geldi.
Hattâ o Nur’dan kazandığı çok ehemmiyetli makamından atmak arzusu oldu, kalben müteessir oldum. Bu benim için bir Abdurrahman idi, neden böyle şiddetli hiddet ettim? Sonra bu bayramda yanıma geldi, Cenâb-ı Hakk’a şükür ki, çok ehemmiyetli bir ders dinledi ve o büyük hatâsını da anladı ve benim burada hiddetimin aynı dakikada hatâsını itiraf etti.
İnşaallah o kefaret oldu, tam temiz olarak kurtuldu.”(Emirdağ Lâhikası) beyanı, meselemizi tamamıyla izah etmektedir.
Hatamızı anlamak ve itiraf etmek nurlardan okuyup dinleyeceğimiz ehemmiyetli derslerle mümkündür. Yoksa hatamızı anlamamak o hatanın kefaretini verememeye sebep olacaktır.
Kefareti ödenmeyen bir hata ise bizlere manevî mesuliyetler getirecektir. Risale-i Nur’da hatalarımızı düzeltecek ehemmiyetli dersler bulunmaktadır. O dersleri anlamak ve almak ise bizlerin görevidir.