"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet dindarlığın neresine düşer?

Havva KÜÇÜK KONUR
28 Mayıs 2023, Pazar
Hürriyet, şairlerin rüyası, gecelerin kutup yıldızı, umudun altın iklimi, bekleyenlerin pusulası..

Hürriyet, çocuk sevinçlerin sedası, kalplerin heyecanı, gönül halesini her daim hareketlendiren, canlı tutan ibrişim dokuması..

Hürriyet, gönüllere dokunan nazenin el, fikirleri coşturan küheylan, geçtiği her yere izini bırakan üveyik..

Zorda kalmışların, dara düşmüşlerin bir tesellisi varsa, o da hürriyetin neşv ü neması, her yerde, her şeyde yayılması, bayraklaşması...

Hürriyet imanın hassasıdır diyen Üstadımıza bir hasret selamı gönderelim. Hürriyete âşık, hür dünyaya müheyyâ Üstadım, evvela hürriyetin meşalesini yaktı gönüllerde. Hür bir iman, hür irade, hür ilim, hür talebe ve hür bir mümin için hayatını vakfeden Üstadım, elbette biliyordu hürriyetin değerini. Hürriyet olmadan imanın tam olamayacağını.. Ve bu yüzden bu kadar çok durdu bu konu üzerinde. Bu kadar hassasiyetle çizdi altını. Diğerlerinin belki de dikkat bile çekmediği konuya, Üstad makaleler yazdı, meydan meydan gezip hürriyeti anlattı, her kesimin önemini anlaması için elinden geleni yaptı.

“Zira rabıta-i îman ile Sultan-ı Kâinat’a hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye, o adamın izzet ve şehamet-i îmâniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, o adamın şefkat-i îmâniyesi bırakmaz.” (Münâzarât)

İman bağıyla tüm kainata bağlanan müminin, elbette en çok kovalayacağı şey, hürriyeti olacaktır. Hiç kimsenin baskısına, tahakkümüne, zorbalık ve istibdadına razı olmamak, o imanın gereğidir. Zira Allah’a kul olan bir irade, yalnız O’na teslim olacak, yalnız O’ndan medet umacaktır. Kimsenin boyunduruğu altına girmediği gibi, kimseyi de kendi istibdadı, boyunduruğu altına almayacaktır. Ne kendi sınırlarını başkasına çiğnetecek, ne de başkasının sınırlarını çiğneyecektir. Hukuka tecavüz etmek, hakka girmek, iradeyi selbetmek, zorlamak tüm bu sınırları ihlal etmek, dolayısıyla iman bağını gevşetmektir. Çünkü “iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar.” (Eski Said Dönemi Eserleri) 

Aslında bu ifadeyi şöyle de okuyabiliriz sanıyorum: Hürriyet, imanımızın artmasıyla birlikte artması gereken bir şey. Ya da hürriyetimiz artmıyorsa, bu konuya yeterince eğilmiyor ve sahip çıkmıyorsak, imanımız da artmıyor demektir. Bulunduğumuz yerde gelişmesi gereken, hürriyet, demokrasidir. Üstad, “Nur talebeleri, demokratlara bir nokta-i istinaddır” derken, bu görevi de üzerimize vermiş olmalı. Zira imanımız arttığında nasıl ibadetimiz, ahlâkımız, Allah’a olan iştiyakımız artıyorsa, aynı şekilde hürriyetimiz de artmalı ki, demokrasi bitamamiha yerleşsin. 

Bunun için cesur olmalı, hararetle hürriyetin peşinde koşmalı, yılmadan, yorulmadan bu ışığı kovalamalı. 

Baştaki soruyu tekrar soracak olursak, o halde hürriyet dindarlığın neresine düşer? Sağına mı, soluna mı, yoksa tam içine, ortasına mı?

Okunma Sayısı: 3013
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı