"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsana dair

Havva KÜÇÜK KONUR
20 Temmuz 2023, Perşembe
İnsan değdiği yer kadardır. Dokunduğu yer kadar..

İçine aldığı, teşriki mesai ettiği insanlar kadar.. Birine tebessüm etmiştir, birine saati sormuş ve teşekkür etmiştir, bir kediyi sevmiştir, selam vermiş/almıştır, fırından ekmek almıştır, bir çocuğun başını okşamıştır, markette birine sırasını vermiştir, kırtasiyede öndeki kişinin düşen paralarını vermiştir... Bunlar basit dokunuşlardır, hayata ve insana dair. Ama hepsi birer dokunuştur işte. Bir daha o insanla bir araya gelmeyeceğizdir, ama orada berabersin ve bir gülümsemeyle de olsa iletişim kurmuşsun. O insanla orada olabilmen için kimbilir kaç zerre yaratılmış, kaç tevafuk zinciri kurulmuştur? 

Karşıdan karşıya geçeceksin mesela. Bir araba geliyor karşıdan, onu bekliyorsun. Hayatında hiç görmediğin, ya da görmeyeceğin biri belki, ama orda tevafuk ediyorsun. Araba dursa, geçin deyip müsaade etse, sen de teşekkür ederim anlamında gülümseyip geçsen ve hayat kaldığı yerden devam etse... Çok basit bir hadise ama o anımızı küçük de olsa değerli kılmış bir şey... Yaptığın bu küçük hareketle, sizi o an bir arada karşılaştıran zerreleri yaratanın sahibine de teşekkür etmiş olursun aynı zamanda. Biri şükür sevabı alır, diğeri arabasının zekatından birini vermiş olur; insana geçiş hakkı vermek suretiyle de olsa.. 

Aslında insana dair yaşadıklarımız, hayata nasıl baktığımız hep bu minik yerlerdedir. Duruşumuzda, samimiyetimizde, bir sıcak tebessümümüzdedir. Ekmek alırken, otobüs beklerken, yolda yürürken, dolmuşta, dışarda bir şeyler yerken içerken, markette, alışverişte... Bu alanlar, kitapların, içimizden çıkmış, yeryüzüne inmiş halidir. Teorik ve pratik farkı burada ortaya çıkar. Eğer kitaplarda okuduğumuzu insanların içinde uygulayamıyorsak, ya da daha doğru bir kelimeyle yaşayamıyorsak, neyi nerden okuduğumuzun bir ehemmiyeti var mıdır bilmiyorum. Okuduğum kitap, bana insanlara nasıl dokunacağımı, kalplerine nasıl değeceğimi öğretmeli. Onların kalbime değmesine imkân ve fırsat vermeli. Beni binlerce, milyonlarca sevgiyi kucaklayacak kadar büyütmeli. Ve önüme gelen her akledemediğim, iradem dahilinde olmayan hadiseleri, kişileri yorumlayabilip güzelleştirebilmeli.

Neden okuyorum, niye okuyorum, kimi okuyorum diye kendi kendimize sorarız bazen. Hergün dışarıya çıkarken boy aynasına bakıp kendimizin eksiğini gediğini görerek düzelttiğimiz gibi, okumalarımıza da bakmalıyız ruhumuzun boy aynasında. Hayatımızda da bakmalıyız, kime ne kadar dokunabiliyorum diye.. Dokunduğum, değdiğim insanlara ne kadar güzellik katabiliyorum diye.. 

İçimizdeki hakikatlere yol verelim. Dışarıya çıkıp dünyayı güzelleştirsinler. Böylesi çok daha istenen değil mi?

Okunma Sayısı: 3261
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hamide

    20.7.2023 20:13:31

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı