"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarafgirlik

Hüseyin ÇETİNSOY
03 Kasım 2015, Salı 15:03
Karşımda heyecanla konuşan arkadaş: “Bu son şansımız arkadaş” diyor. “İç ve dış düşmanlar birleşmiş devirmeye çalışıyorlar.

Hepimizin oyunu bu partiye vermemiz lâzım. Bu iman meselesi!..” Hay Allah!.. Demek ki bu parti iktidara geldi geleli imanımız varmış!.. Bir iktidardan düşmeye görsün alimallah ‘imansız’ kalacakmışız!..

Hem geçen seçimde parti yetkililerinin de ifade ettiği gibi, “Hilal ile haçlının mücadelesi” imiş. Yani Müslüman – kâfir mücadelesi… Yani bu partiye oy verenler Müslüman, diğerleri kâfir… Vay başımıza gelene… Yahu bunlar gömlek mömlek değiştirip iktidara gelmişlerdi. Gömlek değiştirmeden önce kendilerine oy vermeyenleri ‘patates dini’nden falan sayıyorlardı. Demek o zaman merhamet ediyorlarmış!..  Muhafazakâr demokrat olunca işler değişmiş de haberimiz yokmuş. Siyaseti İslam diniyle kotarmaya çalışanların ‘muhafazakâr demokratlığı’ demek ki böyle oluyormuş.

Arkadaşıma dinin koruyucusunun bizzat Cenab-ı Allah olduğunu; böyle bir yetkinin peygamberlere bile verilmediğini anlatmaya çalışıyorum. Hem imanın şartlarının belli olduğunu; bu şartların içinde bir partiye oy vermenin olmadığını, ayrıca bizim dinî bir otorite değil, demokrat bir siyasî idareci seçtiğimizi; bu idarecinin de ehliyeti nispetinde millete hizmetkârlıkla mükellef olduğunu falan boş yere anlatmaya çalışıyorum. Çünkü o iğnesi takılan bozuk plak gibi “Ben onu bunu bilmem arkadaş bu partiyi desteklememiz lâzım.” diye tekrarlayıp duruyor. Hemen aklıma Bediüzzaman Hazretlerinin ‘dinde hassas muhakemeyi akliyede noksan tuti kuşu (papağan) misüllü kardeşlerim’ benzetmesi geliyor ve ne kadar haklı olduğunu anlıyorum. Ayrıca Bediüzzaman Hazretlerinin bu zamanda siyaset ile İslam dinine neden hizmet edilemeyeceğini mevcut iktidarın uygulamaları ile hakkalyakin bu millete gösterdiğine inanıyorum. Çünkü bu milletin en az yüzde elli kısmını; kendi taraftarlarını üstün göstererek kendilerine düşman ve dolayısıyla güya savundukları fakat fiilen uygulamadıkları İslam dinine düşman ettiler. Ne korkunç bir cinayet!..

Oysa tarafgirlik damarı bu derece körüklenmese ve İslam dini her türlü hal diliyle yani sözde kalmayıp bizzat yaşanarak gösterilseydi daha güzel olmaz mıydı? Hırsızlık, yolsuzsuzluk, menfeatpereslik, gurur, kibir, baskı, zulüm, zorbalık, azınlık ta olsa insanları küçümseyip haklarını gasp etme dinin hangi hükümlerinde var? Peygamberimizin (asm) hangi uygulamaları buna cevaz veriyor? Peygamber Efendimiz (asm) İslam dinini böyle mi sevdirmiş?

Bunlar din adına ortaya çıkmadıklarını söylüyorlar. Fakat propagandaları hiç de bu söylemi desteklemiyor. Hatta iktidarda kalmak için her yol mubah anlayışı hâkim. Haydi din adına ortaya çıktıklarını kabul edelim. Bediüzzaman Hazretleri din adına ortaya çıkanlarda ‘asıl gayenin İslamiyet aşkı ve dini hamiyet olması’ gerektiğini ifade etmektedir. Eğer ‘asıl maksat ya da üstün gelen gaye siyasetçilik veya tarafgirlik ise tehlikelidir’ demektedir. Çünkü ‘ilki hata da etse belki affedilir, fakat ikincisi isabet de etse mesul olur’ demektedir.

Asıl gayenin siyasetçilik ve tarafgirlik olduğunu nasıl anlarız? Diye soranlara da ‘kim günahkâr siyasetdaşını dindar muhalifine su-i zan bahaneleriyle tercih etse gayesi siyasetçiliktir. Hem umumun mukaddes malı olan dini inhisar ( tekeline almak) zihniyetiyle kendi meslektaşlarına daha ziyade has göstermekle kuvvetli bir çoğunlukta dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek ise maksadı tarafgirliktir’ demektedir.

Demek bu partililer din adına ortaya çıkmayı da becerememişlerdir. Ki din adına ortaya çıkmanın da dinî bir ölçüsü ve zamanı olduğunu kaale almamaları bunu göstermektedir.

Sonuç olarak tarafgirlik damarını tahrik ederek bir müddet daha iktidarda kalmayı başarabilseler de bu hırsın milletimize ve dinimize verdiği zarar korkunç olacaktır. Ne yazık ki böyle azim bir günahı dünyada temizlemek mümkün olmayacaktır.

Okunma Sayısı: 4645
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • vefa umurca

    3.11.2015 21:28:59

    şu andada milleti yine aldatmak için reklam v.s. propaganda yapıyorlar. para çok nasıl olsa havuz medyasıda bedava??????? iş görüyorya . sanki sıfırdan yeni bir partiymiş gibi hareket ediyorlar. Allah münafıkların şerrinden bu milleti korusun. Amin.

  • Toygar

    3.11.2015 15:18:13

    Tarih tekerrür ediyor da zaman zaman farkına varabiliyoruz işte! Hz.Hüseyin'in vefatının ardından gelen saltanat merakı ve toplumun niçin buna müsaade eder bir durumda olabildiğini şimdi daha iyi anlıyorum. Aradan 1400 sene geçse de değişen bir şey olmamış demek ki! İnsanlar aynı, sultanlar aynı, zulümler hep aynı! Bir gün gelir, bir Menderes'e daha layık oluruz, bir Demirel daha istihkakımız olur, bu dünyadan! o zaman biraz rahat ederiz herhalde! Zaten şunun şurasında kaç yıl ömrü kaldı ki dünyanın!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı