Üç tane demokrasi kahramanını hunharca şehit eden katillerin gerçekleştirdikleri altmış askerî darbesine; meşrû iktidarın istifasına sebep olan Yetmiş Askerî Muhtırasına; yine milletin helâl reyleriyle başa gelen iktidarı silâh zoru ile alaşağı eden münafikane yapılan Seksen Askerî Darbesi’ne ve iktidardaki koalisyon hükümetinin dağılmasına sebep olan Yirmi Sekiz Şubat Postmodern sinsi darbesine şahit olan ve günlerin ülkenin sürüklendiği sıkıntı ve kaoslu günlerini yaşayarak gördüm. Bu askerî darbe dönemlerinde bir çok sürgün hayatı yaşadım.
M. Kemal’e hakaret iddiasıyla ağır ceza mahkemelerinde yargılandım. Merhum Bekir Berk Ağabeyin mahkemedeki harika müdafaaları sayesinde beraat ettim. 28 Şubat döneminde de gazetemizde yayınlanan bir yazımdan dolayı yargılandım. Önce mahkûm edildim. Sonrasında temyizin lehimde verdiği bozma kararının akabinde beraat ettim.
Demokrasiyi askıya alan, hak ve hukukları çiğneyen, ülkemizin maddî ve manevî kalkınmasını engelleyen, bu darbelerin hemen hepsinin de Demokrat siyasî kadrolara karşı yapılması tesadüf olmadığı gibi, bu kadroların yerine de her defasında gerçek demokratlıkla alâkası olmayan, darbeyi yapanlara yabancı olmayan siyasî kadroların işbaşına gelmeleri de tesadüf olmasa gerek.
Demokrasiyi katleden hak ve hukukları gasp etmeleri itibarıyla bütün darbeler lânetlenmeye lâyık gayr-ı meşrû olaylardır, zorbalıklardır. Ama yaptıkları yıkım ve tahribatlar yönü ile bazı farklılıklar olabilir.
Geçmişten bu güne kadar yapılan bütün darbelere şahit olan birisi olarak gerek yapılış biçimi ve tarzı olarak ve sonuçları itibarıyla 15 Temmuz hain darbe kalkışması kadar karanlık ve karmaşık bir darbeyi hatırlamıyorum. Aradan geçen bunca zamana rağmen halen aydınlanmamış bir çok yönü ile ve cevap bekleyen sualler itibarıyla 15 Temmuz bir muammadır bana göre.
15 Temmuz darbesinin haricinde geçmişte yapılan bütün darbe, postmodern darbe veya verilen muhtıraların hedefleri ve gayeleri öncelikle baştaki iktidarları alaşağı etmek, sonrasında da anayasayı askıya alarak bütün meclisi fesh ederek kendilerinin zorbalığı esas alan dayatmalarını yürürlüğe koymak idi.
Bilindiği gibi 15 Temmuzda bunun tam tersi bir durum yaşandı. Geçmişte demokrasiye kast eden, hak hukukları pervasızca çiğneyen malûm darbeci cuntacıların dahi tevessül etmedikleri başarısız olan 15 Temmuz ile beraber darbe ve darbecilerle hesaplaşmak, gerçek suçluları bulup hak ettikleri cezaya çarptırmak adına darbe ile alâkası olmayan on binlerce insan sorgusuz sualsiz işinden aşından oldu ve kanunsuz uygulamalar 15 Temmuz üzerinde zihinlerde oluşan bazı şüphelere sebep oluyor.
Bir defa yapılış biçimi olarak hemen hiçbir darbede 15 Temmuzdaki gibi gözü dönmüş eli silâhlı darbeci canileri durdurmak için korumasız ve silâhsız halkın sokağa dâvet edilmesi ne ile izah edilir sizce?