"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oltaya takılan balık misali

Hüseyin GÜLTEKİN
08 Ağustos 2022, Pazartesi
Yıllarca süren köy öğretmenliğim boyunca kayda değer hatıralarım oldu.

Dönüp arkama baktığımda benim için her birisi hasretle andığım ilginç olaylar... Meslek hayatımın çoğu kuş uçmaz kervan geçmez denilen, her türlü yokluğun mahrumiyetin yaşandığı köylerde geçti. Çok fazla sıkıntılarla, problemlerle beraber oldukça keyifli, ibret dolu olayları da bizzat yaşadım veya şahit oldum.

Nerede ise bir kitabı dolduracak kadar olan hayat serencamımı bir tarafa koyarak, bugün yaşamakta olduğumuz olaylar ile tam da örtüşen; yaşadığım, bizzat şahit olduğum bir hatırayı, derhatır ettim, onu paylaşmak istiyorum:

Ders bitiminden sonra arada sırada yaptığım bir âdetim vardı; yakın çevre gezilerine çıkıyorduk. Bu defa da öğrencilerimle beraber köyün hemen yanında bulunan gölde olta ile balık avına çıktık. Ben oltanın ucuna küçük bir yem takıp; oldukça derin ve dibi gözle görünen suyun içine oltayı atıyorum; yemi fark eden belki onlarca balık yemi kapmak için hücum ediyorlar. Ve nihayet yeme önce ulaşan balık oltaya takılınca, onu büyük bir keyif ile çekiyorum. Tekrar oltayı suya atıyorum; bir yem uğruna canlarından olan arkadaşlarını gördükleri halde, yine yemi almak için saldırıya geçen balıkları çekiyorum. Derken kısa bir zamanda yüz kadar balığı yakaladığımı hatırlıyorum.

Sonra anladım ki hayatlarını muhafaza etmek için lâzım olan akıldan, gerekli olan basiretten mahrum bir şekilde yaratılan bu mübarek hayvanlar kendilerine kurulan tuzakları fark edemediklerinden çoğu zaman; insanlara yem olmaktan kurtulamıyorlar.

Akıldan mahrum olarak yaratılan balıkların bu gibi tuzakları tehlikeleri fark edememelerinin yadırganacak bir tarafı olamaz. Velâkin canını, malını, dinini, namusunu korumak için muhtemel her türlü tehlikeleri fark edip onlardan korunmak için Yüce Allah’ın verdiği akla ve şuura rağmen bazı insanların kendilerine kurulan tuzakları göremeyip tuzağa düşmelerine ne demeli?

İşin garip tarafı; durup dururken kendilerine dağıtılan makam-mevkîlerin, ihalelerin ve maddî imkanların oltaya takılan birer yem olduğunun farkında olmadıkları için oltaya takılıp, canlarından mallarından olmak gibi bir felâkete düçar olanların düştükleri tuzaktan ders almayan benzer çevrelerin aslî vazifelerini bir kenara koyup, bazı makamları ve maddî imkanları kapma yarışına girmeleri de bir başka garabettir maalesef. 

Üstad Bediüzzaman’ın kendisine teklif edilen o dolgun maaşları, o mebuslukları, o köşkleri, sarayları hiç tereddüt etmeden elinin tersiyle reddettiğini, ayrıca hayatı boyunca vazgeçilmez bir prensip haline getirdiği istiğna düsturunun ne kadar önemli olduğunu ve Üstad’ın bu tavrını kulak ardı edenlerin de nasıl da ehl-i dünyanın tuzaklarına düşüp perişan olduklarını ibretle görmüş oluyoruz.

Okunma Sayısı: 1721
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    8.8.2022 09:59:29

    Üstad makama mevkiye paraya şöhrete itibar etmemiş talebelerinede etmemeleri tavsiye etmiş ama gel gör ki bugün üstadın yolunu izlediğini iddia eden ve yolunuza olduğunu bildiğimiz bazı zevat ve bazı guruplar oltaya takılan yeme balığın aldandığı gibi bunlarda dünyevi bir takım menfaatler için üstadın ölçü ve prensiplerini bırakıp farklı yollara satmak suretiyle toplumun istenmeyen noktalara savrulmasına istemeyerek olsa sebep olmuşlardır ne yazıkki.Ysni onlarda olmanın ucundaki yeme malzeme olmuşlardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı