"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2002’den sonraki süreç ve dindar kimlikli siyaset

İbrahim ERSOYLU
12 Kasım 2021, Cuma
28 Şubat 1997 darbesi, Türkiye’nin siyasî, sosyal ve manevî dengesini alt üst etmişti. Darbeciler, hür seçimlerle iş başına gelen Refahyol hükümetini silâhla tehdit ederek istifa ettirmişlerdi, onun yerine, aldıkları kararları uygulamaya koyacak ANASOL-D ve daha sonra ANASOL-M hükümetlerini kurdurmuşlardı.

Darbeciler, iş başına getirdikleri ehliyetsiz siyasîler eliyle ülke ekonomisini çökerttikleri gibi, dinî grup ve hizmetlerine de ağır darbe vurmuşlardı. Onlar, bu tavır ve icraatlarıyla siyasette dinî istismar alanları açmış oldular.

2000’lerin başında, dindar kimlikli siyasî akımın içinden kendilerine “Yenilikçiler” adı verilen bir ekip, AKP’yi kurarak siyasî sahaya indi. Bu ekip, kendilerini 28 Şubat darbesinin mağdurları pozisyonunda göstererek ve “muhafazakâr demokrat” olduklarını, dini siyasete alet etmeyeceklerini ifade ederek 2002 seçimlerine girdiler.

Yeni Asya camiası ve gazetesi, ülkenin 28 Şubat havasından çıkıp normalleşmesi, maddî – manevî kalkınması için Ahrar/Demokrat güçlere destek verilmesi gerektiğini, dindar kimlikli siyasî akıma mensup siyasî güçlerle bu işin olmayacağını beyan ederek ikaz vazifesini yapmıştı.

Toplumun önemli bir kesimi, derin güçler tarafından şaşırtılan demokrat kitle ve dinî grupların çoğu Yeni Asya’nın ikazını dinlemedi, yapılan cazip propagandaya kapılarak yeni kurulan AKP’ye hak etmediği önemli bir desteği verdiler.

İktidara gelen siyasî güçler, ilk yıllarında sağdan ve soldan demokrat kimliği ile temayüz etmiş kişi ve grupları kadrolarına dâhil ederek demokrat bir profil çizmeye çalışmışlardı, 3 Y formülünü ortaya koyarak yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceklerini vaad etmişlerdi.

Onlar, ayrıca AB’nin Türkiye’nin üyeliği için şart koştuğu demokrasi, insan hak ve hürriyetleri gibi reformlarının bir kısmını yasallaştırarak, arkalarına aldıkları AB havasıyla ve bazı grupların yardımıyla asker ve yargı vesayetini kırdılar.

Bu güçler, 2005 ve 2007 seçimleri öncesinde kendilerine oy veren ve vermeyen herkesi kucaklayacaklarına söz verdiler ve seçimleri tekrar kazandılar.

Ancak verilen sözler pek tutulmadı. Onlar, ipleri iyice ellerine aldıktan sonra AB projesini, demokrasiyi ve adaleti rafa kaldırdılar.

Diğer taraftan onlar, “Bize muhalefet edenler şer cephesini temsil ediyorlar” diyerek, kendilerini ve yandaşlarını hak cephede, dindar da olsa muhaliflerini şer cephesinde yer aldıklarını iddia ederek, kamplaştırıcı bir tutum sergilemeye başladılar.

Onlar, 15 Temmuz 2016 meşum karanlık darbe teşebbüsünden sonra, gerçek suçluları yakalayıp cezalandırma yerine, yaş kuru ayırt etmeden binlerce kişiyi darbe suçlusu kabul ederek hayatlarını kararttılar.

İşin en acı tarafı onlar, 2000’lerin başında dini siyasete alet etmeyeceklerine dair söz verdikleri halde, ne yazık ki bu sözler tutulmadı, dinî grupların önemli bir kısmı değişik yollarla politize edilerek hizmetleri sulandırıldı. Yeni Asya Camiası gibi politize olmak istemeyenlerin arasına fitne fesat sokularak vahdetlerine zarar verildi.

Risale-i Nur’un meslek ve meşrep esaslarını takip eden ve hayata uygulayan Yeni Asya Nur Talebeleri olarak, siyaseten Ahrar/Demokrat güçlere destek vermeyi prensip olarak kabul ettik ve kabul etmeye devam ediyoruz. 

Onlardan sözlerinin tam aksi istikamette icraatlar sadır oldu. Toplum katmanlarının % 60’ı, 70’i tam dindar olmadığı sürece, dinî kimlikle devleti idare etmeye kalkmak hem ülke hem de dindarlar ve dinî hizmetler için yıkım olacağını günümüzde yaşanan acı olaylar fiilen ispat etmiş durumdadır.

Yeni Asya Camiası’nın mensupları olarak, iman ve Kur’ân hizmetimizde olduğu gibi, siyasî istikametimizle de aslında tarihe not düşmekteyiz.

Gelecek nesiller, bugünün tarihini inceledikleri zaman, “O zamanın insanlarının hepsi mi siyaseten oyuna getirilmiş? İçlerinde doğru istikameti takip eden ve yanlışları ikaz eden bir grup yok muydu?” dediklerinde, Yeni Asya’yı görecekler, “Varmış, ama toplumun çoğu onları dinlememiş” diyeceklerdir.

Okunma Sayısı: 1831
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • H.ibrahim Karahan

    12.11.2021 04:09:07

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı