Sayısız kardeşlik bağlarıyla birbirlerine bağlıdırlar; dinleri bir, peygamberleri bir, kitapları bir, vatanları bir gibi yüzlerce, binlerce birlik bağları ile2 birbirlerine kenetlenmesi gerekirken, bir kesimde siyaset gibi bazı arizî sebepler yüzünden kardeşlik hukuku zayi olmakta, diğer Mü’min kardeşlere beslenmesi gereken muhabbet, hürmet, muavenet gibi İslâmî düsturlar göz ardı edilerek farklı siyasî tercihlere sahip olanlar düşman gibi algılanmaktadır.
Ülkemizde çoğunluk, yukarıdaki birlik bağlarıyla hareket etmiş olsalardı, hiçbir siyasî ve dünyevî cereyan onları birbirine düşüremezdi; kutuplaştırıcı siyaset, ayrıştırıcı fitne odakları, toplumda istismar alanı bulamazlardı.
Ama ne yazık ki çoğunluk bu bağların şuurunda olmadıkları için, darbe ve seçim süreçlerinde çok rahat bir şekilde kandırılarak birbirine düşman hale getirilebilmektedir.
Geçmişte 12 Eylül münafık darbecileri halkı, dinî cemaat ve tarikatları, bilhassa Nur Talebelerinin çoğunu birbirine düşürerek fitne ve fesat oyunlarıyla vahdetlerini bozarak kendilerine destekçi yaptılar.
Ne yazık ki 15 Temmuz darbesi akabinde de toplum oyuna getirildi. Dindar büyük bir kesim İslâmın gerektirdiği iman, muhabbet, uhuvvet, merhamet düsturlarını, suçun şahsiliği prensibini göz ardı ederek, diğer dindar kesimlere karşı düşman edildi. Yapılan zulüm ve haksızlıklar görmezlikten gelindi, hatta müfrit bir kesim tarafından alkışlandı.
Yine bir seçim sürecindeyiz. Ne yazık ki ateşli ve gergin siyasî kampanyalara şahit olacağız. Bu süreç, üç aylar ve içindeki Ramazan ayına tevafuk etmektedir. Birlik, beraberlik ve kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesine muhtaç olan insanlar, bu mübarek aylarda ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı siyasetin oyununa gelerek, siyasî ve dünyevî tartışmalara ve boğuşmalara kapılarak birbirine düşman hale getirilmesi endişesi vardır.
Çare: Seçim süreçlerinde hislerle değil akılla hareket edilerek insanî ve İslâmî birlik değerlerinin, kardeşlik hukukunun siyasî tercihlerin önüne geçirilmesidir. Farklı siyasî kanaatlere sahip olanların kardeş olduklarının unutulmaması, seçimi bir ölüm kalım mücadelesi haline dönüştürebilecek, toplumu kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı siyasî tavırlara iltifat edilmemesidir.
Dipnotlar:
1- Hücurat: 10. 2- Mektubat, s. 311.