Adâb-ı muaşeret...
Selamlaşma İslam’ın bize kazandırdığı güzel adetlerden biridir. Selam Rabbimizin “Barış, güven, esenlik” anlamına gelen güzel isimlerinden biridir. Birine selam verdiğimiz zaman, ona “ Kardeşim, benden sana zarar gelmez, benden yana güvendesin” mesajını vermiş oluruz.
Selam vermek sünnet, almak farz-ı kifayedir. Sünnet oluşunu şu Hadisten anlamaktayız: “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe mükemmel bir imana sahip olamazsınız. Onu yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Selamı aranızda yayınız.” (Müslim, İmam 93)
Kim kime öncelikle selam vermelidir?
“ Binitli kimse, yürüyene, yürüyen oturana, küçük büyüğe, az olanlar çok olanlara öncelikle selam vermelidir.”2 (Buhari, İstizan 7)
Selamlaşma âdetini yaygılaştırarak canlı tutmak için önce kendimiz uygulamalıyız, sonra çocuklarımıza ve yakınlarımıza uygulamaları için tavsiyede bulunmalıyız. Meselâ eve girdiğimizde eşimize ve çocuklarımıza, iş yerinde iş arkadaşlarımıza, alış veriş yerlerinde görevlilere, yolda karşılaştığımız tanıdıklara selam vermeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.