Gazetemiz Yeni Asya, bazıları kabul etmese de Üstadımız Bediüzzaman ve Risale-i Nur’un naşir-i efkârı olması yönünden, medyada ve toplumda önemli bir misyon ifa etmektedir.
Risalelerdeki meslek ve meşrep ölçüleri perspektifiyle siyasî ve sosyal hadiselere karşı takındığı tavrın doğruluğunu zaman tasdik etmiş ve etmeye devam etmektedir.
Gazete, istikametli yayın çizgisiyle daire içindekileri olduğu kadar, haricindeki muhafazakâr kesimin kuvve-i maneviyelerinin kuvvetlenmesine mühim katkı sağlamaktadır.
Geçenlerde eğitimci bir arkadaş, bir eğitim kurumunda beni bir masada gazeteyi okurken gördü. “Siz Yeni Asya mı okuyorsunuz?” dedi. “Kırk yıllık eski bir okuyucusuyum” dedim. Buna sevindiğini hissettim. “Müsaade ederseniz size bir kanaatimi beyan etmek istiyorum” dedi. “Buyurun sizi dinliyorum” dedim. “Ben hiçbir gruba mensup değilim. Dünyada ve özellikle Türkiye’de yaşanan zulümler, haksızlıklar, din adına sergilenen akıl almaz tavır ve yanlışlar, bir Müslüman olarak beni derinden özüyor. Ne yazık ki Müslüman kesimin çoğu, yapılan yanlış işlere sessiz kalıyor. Dinî gruplardan, ilahiyat profesörlerinden, cemaatlerden, tarikatlardan ses seda yok. Onlar zulmü sessiz kalarak onaylıyorlar. Bu yüzden bazen ümitsizliğe kapılmıyor değilim. Bu ülkede muhafazakâr kesimden yanlışlara ‘yanlıştır’ diyen hakperest kimseler yok mudur? diye düşünüyordum. Geçenlerde internette basını tararken gazeteniz dikkatimi çekti. Manşet, haber ve makalelerini okuyunca derin bir nefes aldım. ‘Meğer varmış’ dedim kendi kendime. Ümitvâr oldum. Sonra gazetenizi internet üzerinden takip etmeye devam ettim ve halen ediyorum. Gazeteniz, üslûbu edepli, Demokrat, hürriyetçi, hakperest, cesur bir sestir. Sizi ve gazetenizi tebrik ediyorum. Yalnız aklıma takılan bir soru var: Gazeteniz bu cesareti nereden alıyor? Onun arkasında duran bir cemaat var mıdır?” dedi.
Doğrusu ben de bu soruyu sormasını bekliyordum. “Anlatayım” dedim: “Gazetemiz, cesaretini imanından alıyor. O, Bediüzzaman Said Nursî ve onun telif ettiği Kur’ân’ın çağa bir mesajı olan Risale-i Nur’u referans alan Yeni Asya Camiası’nın yetkili kurullarının meşveretiyle yayın yapmakta ve onun desteğiyle ayakta durmaktadır. Daire haricinde ne devletten, ne de başka kimselerden maddî destek almamaktadır. O bir fikir ve dâvâ gazetesidir” dedim. Çok memnun oldu. Ben şahsen camiam ve gazetem adına iftihar ettim.
Bu durum, ahir zaman Mehdisinin meslek ve meşrep çizgisinde sebat ile yürümenin bir sonucudur ve bize Cenab-ı Hakk’ın bir lütfudur. Bunun şükrü; ihlâs, uhuvvet ve tesanüt ile daha çok hizmete katılmak, muzır manilere, aramıza sokulan fitne ve fesat tuzaklarına takılmadan, sebat ve kararlıkla yolumuza devam etmekle olur.