Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve selleme, âlimlere ve Allah dostlarına hakâret ve saygısızlık Allâh’ın gazabına sebep olur. Onlara saygı ve hürmet etmek ve onların hakkını korumak bizim görevimizdir.
Ebû Cehil, Peygamberimizin düşüp vefat etmesi için bir kuyu kazdı. Kuyunun üstünü örtüp kamüfle ettikten sonra tam ayrılcağı sırada ayağı kaydı ve kuyuya düştü. Kimse onu oradan çıkaramadı. Sonunda Peygamberimize mürâcaat etmek zorunda kaldılar. Ve şefkatli peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Cehil’i kuyudan çıkardı.
Peygamberimizin dâmadı; 4. halife, âlim, âdil, âbid, sahib-i tertib ve namazını ihlasla kılan ve cennetle müjdelenen Hz. Ali’ye Huveylid İbn-i Amr minberde küfretti. Cezâ olarak ağzı ve yüzü çarpıldı. (T.S.Ter. c.6. s.214)
Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerine de birisi bir iftira ile onun hapse girmesini istiyordu. Fakat kendisi işlediği bir suçtan dolayı hapse atıldı. İşlediği yüz kızartıcı suçtan dolayı şiddetli bir şekilde itibârı sarsıldı.
Allah dostlarına dünyada ve âhirette korku ve üzüntü yoktur. Allâh onları himâye eder ve korur. Cenâb-ı Hak, kötü hile ve tuzak kuranların hilelerini boşa çıkarır. Böylece onlar, kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşer ve belâlarını bulurlar. Îman, istikâmet, ihlas, sıdk, saygı, hak, hukuk, hayır, himâye, adâlet, hürriyet, şefkat, merhamet, hürmet, şifâ, şefâat, Kurân ve sünnet üzere kalınız.