Beklenmedik anlarda ortaya çıkan tabiî afetler öncesinde hazırlıklı olunursa can ve mal kaybı aşırı şekilde olmaz.  

Afette başarı iyi bir koordinasyon ile sağlanır. Yardımlar afette pansuman görevi görür. Afet yönetiminde koordinasyon noksanlığı olursa yardım ve destekler yerine ulaşmaz, yetersiz kalır. Yakınları enkaz altında iken aç, susuz şekilde soğukta titreyerek bekleyenlerin ve enkaz altından “beni duyan var mı?” diye çığlık atarak kurtarılmak isteyenlerin derdine çare olunmaz. Arama ve kurtarma faaliyetleri geciktiği zaman can kaybı artar.  Elindeki kâğıda bakarak konuşan bakan ve yetkililerin “şunlar yapıldı, bunlar yapılıyor” demesi koordinasyonun iyi yapıldığını göstermez.  

Depremin ilk saatlerinden itibaren enkaz altında kalan insanların kurtarılması için profesyonel kurtarma ekipleri ile asker ve gönüllülerin disiplinli bir biçimde çalışmaları koordine edilmeli.  Yaralıların tedavisi için kışlık çadırlardan sahra hastaneleri kurulmalı, insanlara anında sıcak yemek-ekmek verilerek ilaç ve hijyen malzemeleri temin edilmeli.  Deprem mahallerine kara, hava ve varsa deniz yolu ile ulaşım ilk günden açık tutulmalı.  Kamyon, vinç, helikopter, gemi gibi pek çok araç gereç ve geçici barınma merkezleri oluşturmaya kadar her tür yardımın koordinesi gerekir.

Ama basın yayın kuruluşları vasıtası ile vatandaşların feryatlarından yukarıda belirtilen konularda iyi bir koordinasyonun sağlanmadığını görüyoruz. Ayrıca birçok ihtiyacı karşılayacak imkâna sahip olan askerin ellerindeki devasa imkânlarının depremzedenin hizmetine verilmemesi de kabul edilir değildir. 

Depremin yol açtığı yaraları sarmak için herkesin elinde ne varsa onunla yardım kampanyasına katılarak doğal bir yardım organizasyonunun parçası haline gelmesi, sadece maddî değil, acıları ve sıkıntıları da paylaşarak azaltan bir kucaklaşmaya dönüşmesi gerekir, bu görev iktidarındır.

Herkes depremzedeye yardım için dayanışma günü olduğunu belirterek bütün muhalefet güçleri seferber olurken Cumhurbaşkanı “Bütün yardımların “AFAD” a verileceği ve dağıtımının “AFAD” tarafından yapılacağını belirti. Tek adam rejiminin yansımalarını depremde bile gördük.  

AKP Parti Sözcüsü “Cumhur İttifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti Genel Merkezi hem MHP Genel Merkezi milletvekillerimizi, MKYK üyelerimizi bölgelere gönderdik. Hepimiz bu çalışmalarda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz” diyor. AKP sözcüsü bu açıklamayı yaptıktan sonra MHP Meclis Grubunu topladı. Cumhur İttifakının MHP kanadı deprem bölgesine gitmemişti bile. 

Depremde ayrıştırıcı söylemlerden kaçınılması gerekirken iktidar doğal afette bile siyaset yaparak siyasî rant peşinde. Bu husus toplum tarafından çok yadırganıyor.  

Diğer yönden bir siyasî rant devşirmeyi de Sanayi ve Teknoloji Bakanı “Uşak’taki sanayicilerimiz, bir milyona yakın battaniyeyi şu anda bu bölgeye gönderiyorlar. Bir kısmı ulaştı, bir kısmı şu anda yolda. Bu aslında Türkiye’nin üreten bir ülke olduğunun da göstergesi” diyerek siyasî propaganda yaparak yerli battaniye güzellemesi yapıyor.

AKP iktidarı deprem öncesinde hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonla çaresiz bıraktığı halkı, 10 ili kapsayan depremde de koordinasyon bozukluğu nedeniyle depremzedeler arama, kurtarma ve birçok konuda sıkıntı yaşadı…

Her meselede “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüyoruz” diyen babayiğitler nerede?