"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşündürücü değil mi?

İlimdar Kaya
27 Aralık 2021, Pazartesi
Bu ülkede öyle garip işler oluyor ki, bugüne kadar bunları ne gördük ne de yaşadık.

20 Aralık gündüzü döviz, yarış atı gibi koşarak gidiyordu. Dolar 18 TL’nin üzerine çıkıyor, Euro ise 20 TL’nin üzerinde alıcı buluyor. Dövizin tavan yapmasına rağmen döviz bürolarının önünde döviz almak için kuyruklar oluştu. MB buna seyirci kaldı, dövizin düşmesi için müdahale etmedi.  Dövizin o günkü yükselişinin daha da üzerine çıkacağına dair bir kanaat vardı insanlarda. İnsanlar Türk Lirasından kaçarak dövize gidiyordu. Döviz yükselirken, aynı günün gece yarısı döviz tepe takla giderek beklenmeyen bir şekilde düştü. Gündüz dövize koşan insanlar gece yarısı dövizin düşmesi ile büyük zarar etti. Buna o günkü yüksek döviz kuru ile mal alan insanların zarar etmesinin eklenmesi işin tuzu biberi oldu. Yani yeni mağdurların türemesi piyasalarda ve ekonomide istikrarın olmadığını gösteriyor. Herkes hayretler içerisinde şaşkınlıkla bu olup bitenleri izliyor.

BDDK Eylül ayı rakamlarına göre bankalarda 1 milyon TL ve üzeri mevduat hesabı bulun 342 bin 362 kişi olduğunu,161 bin 673 bin de dolar hesabı olduğunu açıklamıştı. Bu dolar hesaplarından 1 milyon üzerinde dolar hesabı bulunan 77 bin 367 kişi. Bunun yanında yurtdışında da 25 bin kişinin bir milyon üzerinde döviz mevduat hesabı olduğunu söylüyor ekonomistler. İkisini topladığımızda 100 bin civarında döviz milyonerinin olduğu ortaya çıkıyor. Türk Lirası’nın değer kaybında kazananlar döviz milyoneri olan bu insanlar. Dar gelirli ve sabit ücretle çalışanlar ezilirken, dolardaki artışla dolar milyonerleri deyim yerindeyse köşeyi döndü. Peki, kim bunlar? Doların yükselişi ile kazanan 100 bin mutlu azınlık!

20 Aralık gündüzünde aşırı şekilde yükselen döviz yetkililerin aynı günün gecesinde “Kur Korumalı TL. Mevduat Hesabı” uygulaması başlatması ile dövizde aşırı bir düşüş yaşandı. “Kur Korumalı TL Mevduat Hesabı” ile döviz sahipleri dövizini bozdurarak parasını bankaların uyguladığı faize yatırıyor. TL’ye uygulanan faiz ile döviz arasında fark oluşursa, bu fark da vade sonunda ilgiliye Hazine tarafından ödenecek. Özel bankalar da açıklamaları ile bu işten gayet memnun olduklarını belirterek destek veriyorlar. Yine burada da elbette ki kazanan 100 bin mutlu azınlık. Yani yazı da gelse, tura da gelse mutlu azınlık kazanıyor. Yani dolar milyonerleri servetine servet katacak. Bunda da yine sabit ücretli ile dar gelirli kaybedecek. Çünkü faiz farkı hazineden, milletin ödediği vergilerden ödenecek.

Yetkililer kanal kanal gezerek mevduat sahiplerini “Döviz Korumalı TL. Mevduat Hesabı”na geçirmek için programlar yapıyor, hükümete yakın medya ve yazarlar da buna koro halinde eşlik ediyor “Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” ifadeleri kullanılmıştı. Getirilen  “Döviz Korumalı TL. Mevduat Hesabı” sistemi faizi teşvik etmiyor mu? Nas nerede kaldı? 

“Bankaların vadeli mevduat hesaplarına para yatırmanın dini hükmü nedir?” sorusuna DİB’in Din İşleri Yüksek Kurulu “Bankaların, belirlenen vade sonunda kendilerine yatırılan paraya belli bir oranda fazlalık/faiz vermek üzere açtığı hesaplara ‘vadeli mevduat hesabı’ denir. Müslümanlar faizli mevduata bilerek ve isteyerek para yatırmamalıdırlar. Çünkü bu tür mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen fazlalıklar faiz olup dinen haramdır. Söz konusu faiz oranlarının enflasyonun altında ya da üstünde olması, bu işlemi faiz olmaktan çıkarmaz. Bu itibarla bankaların vadeli mevduat hesaplarına para yatırmak caiz değildir” diyerek verilen fetva konuya açıklık getiriyor. 

Kısa süre önce döviz yükseldiğinde MB bir kaç sefer dövize müdahale etti, ama kısa süre sonra döviz aynı yere yine geldi. Yani dövizdeki yükseliş durdurulamadı. Ama bir gecede döviz % 30 değer kaybederek düştü. Bu durum düşündürücü değil mi? Dövizdeki bu sert düşüşün nasıl gerçekleştiğine dair ülkede her vatansever kafa yoruyor. Bu husus daha çok konuşulacak gibi. Bu gecenin perde arkasında neler olduğunun aydınlatılması gerekiyor. Bu konuyu bir tartışma programında Habertürk yazarı Kemal Öztürk’te dile getirdi.  

Dolar ile ihale edilerek müteahhit firmalara verilen gelir-geçiş garantili havalimanları, otoyol, tünel, şehir hastaneleri ve enerji santralleri 84 milyonun üzerine yük bindirdiği gerekçesiyle yapım maliyetleri ve verilen garantiler kamuoyunda tartışma konusu. Buna bir yenisi daha eklendi  “Kur Korumalı TL. Mevduat Hesabı”. Bu sistemin geçiş garantili projeler gibi millete ağır bedeller ödeteceğine dair toplumda büyük bir kaygı var! 

Okunma Sayısı: 1370
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı