Zülfikar mecmuasını, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, sağlığında bizzat kendisi Risale-i Nur eserlerinden tertip ve tanzim etmiştir.
Zülfikar, lügatte "iki parçalı" anlamına gelir. Istılâhî manada ise, "Hz. Ali’nin (ra) ucu çatallı, ortası yivli olan çok meşhur kılıcı"dır.
"Benim hakaik-i imaniyede hususî üstadım İmam-ı Ali'dir" diyen Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin, risaleye bu ismi vermiş olmasının sebebi, eserini, bilhassa "Mu'cizat-ı Ahmediye" (19. Mektub) ve "Mu'cizat-ı Kur'âniye" (25. Söz) kısımlarıyla manevî anlamda "Kur'ân tezgâhında yapılmış iki parçalı manevî bir kılınç" olarak tasavvur ettiğinden kinaye olsa gerektir.
Zülfikar Risalesi, şu dört ana bölümden meydana gelmektedir:
1- Zülfikar’ın Birinci Makamı: Onuncu Söz (Haşir Bahsi ve Zeyilleri)
2- Zülfikar’ın İkinci Makamı: On Dokuzuncu Mektub (Mu’cizât-ı Ahmediye [asm] Risalesi ve Zeyilleri)
3- Zülfikar’ın Üçüncü Makamı: Yirmi Beşinci Söz (Mu’cizât-ı Kur’âniye Risalesi ve Zeyilleri)
4- Zülfikar'ın Hâtimesi: Risale-i Nur’dan Hizbü’l-Virdi’l-Ekber
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin "dâhilen ve hâricen büyük fütuhata vesile olacak, zulmetleri dağıtacak" dediği, 1951'de İslâmı tebliğ adına Vatikan Papalık makamına da gönderdiği Zülfikar Risalesi, muhteviyatıyla, imanın üç esasını harika bir tarzda ispat etmektedir.
Bediüzzaman Hazretleri, bir lâhika mektubunda "Zülfikar-ı Mu'cizat mecmuasına hizmet edenler, tam bahtiyardırlar" diyerek, eserin neşir ve okutulmasında gayret edenleri tebrikle müjdelemiştir.