Senelerden beri çok yol yapmakla övünüldüğü halde mevcut şartlarda bile ülkemizin yol probleminin tam olarak çözüme kavuşturulduğunu söylemek yine de zordur.
Elbette yol denildiğinde akla sadece büyük şehirler ve bu şehirler arasındaki ‘otoban’lar gelirse problem yok denilebilir.
Ancak yol meselesi denildiğinde akla; yaylasından köyüne, kasabasından tarlasına kadar bütün yollar gelmeli. Bugün itibarıyla köy yollarındaki sıkıntılar bile tam olarak çözülebilmiş değil. Elbette bu meseleleri halletmek netice itibarıyla paraya dayanır ve imkân meselesidir. 30 ya da 40 yıl önceki yol durumu ile bu günü kıyaslayıp övünmek tek başına yeterli değildir. Çünkü şartlar değişmiş, imkânlar gelişmiştir.
Başka pek çok konuda olduğu gibi yol meselesinde yaşanan sıkıntıları idarecilerin görmesi icap eder. Bunun yolu da Türkiye’yi idare edenlerin kara yolu ile seyahat etmesini temin etmekten geçer. Seyahat ederken hava yolunu kullanan bir idareci, kara yolunda yaşanan sıkıntı ya de eksikliklere nasıl görsün, bilsin ve çere bulsun? Bu bakımdan karar merciinde olanları karayolu ile seyahate davet etmek gerekir.
Karayolu söz konusu olduğunda akla hemen trafik işaretleri, kurallar ve cezalar gelir. Elbette trafikte kuralların olması şarttır ve kimse buna itiraz etmez. Fakat bu kuralların en başta kazaları önlemeyi hedef alması gerekir. Yoksa sürücülere ceza kesmeyi hedef alan tartışmalı kurallar itirazları da beraberinde getirir.
Trafik cezalarının yağmur gibi yağdığı ya da öyle kabul edilen yollardan biri de Karadeniz sahil yoludur. Rize-Ordu-Samsun-Tosya ve nihayetinde Gerede’den İstanbul otoyoluna bağlanan yol üzerindeki pek çok ilçe içi geçiş yolunda ceza yemeyen şoför yok gibidir. Hele bazı yerler var ki bu konuda meşhur olmuştur. En meşhurları Ordu ve Osmancık geçişleridir. Hatta bir ara Ordu’daki uygulamalar haber konusu olmuş ve eski bir milletvekili de sosyal medya hesabından uzunca bir itiraz ve tepki yazısı yayınlamıştı.
Son zamanlardaki bazı uygulamalar da yoğun tepki alınca trafik levhaları konusunda bir sadeleştirilmeye gidilmiş. Bu konudaki bir haberde şu bilgi verilmiş: “Ülke genelinde kara yollarında hız sınırını belirleyen işaretlemelerde sadeleştirmeye gidilmesi kapsamında bugüne kadar 32 bin levhanın kaldırıldığı bildirildi.” (www.aa.com.tr, 6 Kasım 2025)
23 Kasım 2025’de “yaz tatili dönüşü”nde kat ettiğimiz Rize-İstanbul yolunda bu sadeleştirmeyi bizzat görme imkânı bulduk. Bazı noktalardaki problemler devam etse de bu hat üzerinde büyük ölçüde bir sadeleştirilmeye gidilmiş ve iyi de olmuş.
O zaman soralım: Şimdiye kadar bu insanlara niçin eziyet ettiniz? Aynı sadeleştirme 10 ya da 20 yıl önce yapılamaz mıydı? Niçin bu noktadaki teklifleri ve itirazları dikkate almadınız?
Hayat devam ettiği müddetçe ‘yol notları’ da devam eder inşallah.