"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

5816 için referandum...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Ocak 2013, Perşembe
Geçen sene 9 Mart gecesi Karadeniz TV’de Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programında Kemalizmi tartışmaya çalıştığımız isimlerden Mehmet Arif Demirer, daha sonra bu tartışmayı Anayurt gazetesinde yayınlanan köşe yazılarında da devam ettirdi. Ayrıca bu konuda bir de kitap yazdı.

Yazılarında sıklıkla Müflis Proje: Kemalizm ve Said Nursî ve M. Kemal kitaplarımıza atıflar yapan, yayın aşamasındaki kendi kitabını da esas itibarıyla bu kitaplara cevap olarak kurgulayan Demirer, bu süreci bizimle yazışarak götürdü.
Sorular sordu, cevaplar aldı; kendince bulduğu belge ve dokümanları bize ulaştırıp görüşümüzü istedi; bir mesajında da “Ölmeden önce sizi kavi bir Kemalist yapacağıma söz veriyorum” dedi.
Bu minval üzere seviyeli ve medenî bir tartışmayı devam ettirirken, son yazısında, bizim Konya’da verdiğimiz seminerin gazetemizde “Kemalizm toplumun dokusuyla uyuşmadı” başlığıyla yayınlanan haberini konu edinmiş Demirer.
Ve tek parti dönemindeki baskıların, ağır hak ihlallerinin 1950’ye kadar devam ettiği yönündeki ifademizden yola çıkarak şunları yazmış:
“1950 öncesi Cumhuriyet tarihini tek bir dönem olarak görmek son derece yanlıştır. 10 Kasım 1938’den sonra yepyeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemi, 16 Şubat 1939 günü, el yazısı ile tam 10 sayfa, yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü yazmıştır: ‘tedricî tasfiye.’ Tasfiye edilen Kemalizmdir. (...) Dolayısı ile 1950’ye kadar ‘devam eden’ her ne idi ise, Kemalizm değildi.” (8.1.13)
Demirer’e göre: “Türk toplumu, 2000’li yıllara kadar Atatürk ile bir sorun yaşamamış, ancak çeşitli darbeler sonunda Kemalizm renkten renge girmiş, sık sık kimlik ve kılık değiştirmiştir. Bu nedenle ben ‘Kemalizm-1938’ diyorum, onun sağlığındaki Kemalizm anlayışını kastederek. Kâzım Güleçyüz’ün iflas ettiğini iddia ettiği Kemalizm, kesinlikle Kemalizm-1938 değildir.”
Demirer, “Ancak bu tartışma sağlıksızdır. Kimseyi sonuca ulaştırmaz. Havanda su dövmeye dönüşür” diye sürdürdüğü yazıyı şöyle bağlıyor:
“Sonuca götürecek tek bir yol vardır. Kâzım Güleçyüz, kendisinin de katıldığı Ceviz Kabuğu programında yaptığım şu öneriye nedense bir türlü ‘evet’ veya ‘hayır’ diyememiştir: 5816 sayılı kanunu halkoyuna götürelim. Bu yapılsa Kemalizm toplumun dokusuna uyar mı uymaz mı, çok kolay anlaşılacaktır: Hodri meydan, Sn Güleçyüz!” 
Sayın Demirer o teklifi seslendirdiğinde bizim net bir şekilde “evet” dediğimizi kaçırmış olmalı.
Ne var ki, Atatürk’ü koruma kanununu halkoyuna götürmek bugünkü sistemde mümkün değil. Çünkü bu sistemde, sadece anayasa değişiklikleri için—o da şartları oluştuğu takdirde—referandum yapılabiliyor. Bunun dışında, başka herhangi bir konu için halkoyuna gidilemiyor.
Gidilmesi için, referandumu düzenleyen anayasa maddelerinin bu yönde değiştirilmesi şart.
Bu yapılmadan “5816’yı halkoyuna götürelim” demenin de havanda su dövmekten bir farkı yok.
1938 model Kemalizmi tahkim etmek için o referandumdan çıkacak sonuca bel bağlamanın da.

Okunma Sayısı: 2124
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    10.1.2013 00:00:00

    5816 bu halkin vergilerini hicbir hak ve selahiyet ve lüzum olmadan azami israfla büstler ve heykeller diktikten sonra sahsi külte hizmet eden ÖZERK bir HUKUK’tan baska birsey degildir. 5816’nin benzeri dünyanin neresinde var? Bati’da ve muasir medeniyetin hicbir kösesinde yok!

  • seyfeddin kamil

    10.1.2013 00:00:00

    sayın güleçyüz; bunlar asla 5816’yı referanduma götürmezler. çünkü bu kanundan sadece biz değil, hatırı sayılır miktarda solcu aydınların da canları yandı. onların da bizim gibi m. kemal’i delikten aşağıya süpürecekleri kesindir. diğer taraftan türkiye ab’ye girerse, kemalizm tu kaka edilir korkusuyla bütün güçleriyle ab karşıtlığını sürdürmekteler. bütün bu rahatlamalar ab sayesinde olmadı mı? onların havlamaları bazı safdilleri korkutmak için. bu iş iman-küfür mücadelesi, herkes görevini yapacak. işin acıklı tarafı bizim içimizden bile zokayı yutanlar olmadı mı? bence, siz bu çalışmanızdan dolayı öbür dünyada ayrıcalıklı bir yere sahip olursunuz diye düşünüyorum. ne mutlu size.

  • Tekin ŞAHİN

    10.1.2013 00:00:00

    Soru:1- 5816 kalkmadıkça seviyorum demenin de kıymet ifade etmiyeceğini niçin anlamak istemiyorlar?
    Soru:2- Referanduma gidilse ve kalkması yönünde karar çıksa bile Kemalizm-1938’e değil, Kemalizm-1949’a (meselâ yani) hayır dendiğini iddia etmiyecekler mi?
    Soru:3- Onlar da bilmiyorlar mı Kemalizml’in bittiğini, uzatmaların oynanmakta olduğunu?
    Tek bir cevap : Aslında evet. Ama ne kadar uzatabirsek o kadar kâr diye düşünüyorlar. Her ne kadar açıktan seslendirmiyorlarsa da...
        Bitecek bitmesine de hiç olmazsa geçiş dönemini nasıl yumuşatabiliriz derdindeler.
    Küçük bir not: Kimsenin Kutsalına saygısızlık etmek aklımızın en ücra köşesinden bile geçmez. Bu böyle biline...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı