"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman ve iki dil

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Temmuz 2025, Salı
Bediüzzaman Medresetüzzehra projesini gündeme getirdiğinde, eğitim diliyle ilgili formülünü “Lisan-ı Arabî vacip, Kürdî caiz, Türkî lâzım” şeklinde ifade etmişti. (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 290.)

Arapça gerekliydi, çünkü her şeyden önce mukaddes kitabımız bu lisanla nazil olmuş ve İslâm kültürünün temel kaynakları bu dille yazılmıştı. Ayrıca İslâm toplumunda son derece önemli yere sahip olan kavimlerden biri de Araplardı. Türkçe de aynı şekilde lâzımdı. Çünkü bu üniversite resmî dilin Türkçe olduğu bir ülkede tesis edilecek ve Türklere de hizmet verecekti. Kürtçenin serbest olması ise, sunulan eğitimin Kürt çocuklarına da ulaşabilmesi için önemliydi. 

Konuya ilişkin başka izahlarında, anadilde verilen eğitimin “taşa işlenen nakış” gibi silinmez izler bırakacağı (Age, s. 165.) ve müfredatın önce anadilde, sonra resmî dille verilmesi (Age, s. 211.) gibi dikkat çekici hususları da ifade ediyor Said Nursî. 

Dille ilgili olarak yaşanan sancı, sorun ve sıkıntıların sağlıklı çözümlerini gösteren temel esasları onun bu tesbitlerinde bulmak mümkün. 

Bunlarda bir defa, meseleyi eğitim ve iletişim ekseninde ele alıp, insan ve toplum psikolojisinin ihtiyaçlarını öne çıkaran bir yaklaşım söz konusu. 

Dayatmacı ve ideolojik bir tavır asla yok. 

Bir taraftan resmî dil olan Türkçeyi bir vakıa olarak kabul ediyor, korunması ve kullanılması gerektiğini ifade ediyor; diğer taraftan anadilin de aynı şekilde fıtrî bir gerçek olarak görülüp ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor. 

Eğer devlet başta olmak üzere bu konuyla ilgili olan herkes Bediüzzaman’ın yaklaşımlarını esas almış olsaydı, “iki dil” tartışması ve sürtüşmesi olmazdı. 

Ama ne yazık ki, en başta devlet, Kürtlere anadillerini konuşmayı dahi yasakladı. Özellikle ihtilâl dönemlerinde, Kürtçe konuşanlar büyük suç işlemiş gibi çok ağır baskılara maruz kaldı. Ve böyle bir ortamda Kürtçe yayın ve eğitim gibi konulara sıra gelmesi zaten beklenemezdi. 

Ama bu gayr-i insanî anlayışın ve yol açtığı uygulamaların yanlış olduğu, çok sonradan itiraf edilmeye başlandı. Sonraki süreçte bu yasak tedricen ve kısmen gevşetildi. Ama yeterli mi?

Okunma Sayısı: 1202
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Türeli

    29.7.2025 09:37:25

    Gerçek anlamda Medresetu Zehra mektepleri ve üniversiteleri kurulursa ancak yeterli gelmesi yine zaman alacaktır. Çünkü bir asırdan beri eğitim, kültür ve sosyal sahada büyük tahribata yapıldı.

  • S. Pelin Kurukahveci

    29.7.2025 05:42:23

    Fetullah gülen de kürtçeye düşmandı. Onunda yaydığı bir ırkçılık vardı. Gülenistlerin kürtlere ikinci sınıf insan gibi baktığını biliyorsunuzdur.

  • Halil İbrahim Karahan

    29.7.2025 02:35:44

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun seni,.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı