Peş peşe gelen 31 Mart ve 23 Haziran şoklarının AKP’deki etkisi derinleşerek devam ederken, bunun ilginç ve manidar yansımalarını gerek parti içinde yapılan tartışmalardan sızan haberlerde, gerek medyadaki sorgulamalarda görüyoruz.
13 bin farkın 806 bine yükselmesi, 23 Haziran sürecinde, özellikle de seçim öncesindeki son günlerde yapılan fâhiş hataları gündeme taşırken, bilhassa dikkat çekici olan, bunların faturasının artık doğrudan Reise çıkarılması. En yakın kurmaylarının dahi Başkana doğrudan itiraz eder hale gelmesi.
Medyaya yansıyan bazı örnekler:
Erdoğan’ın İmamoğlu’nu yargıyla tehdidine itiraz bir başkan yardımcısından gelmiş:
“Bu söylediğiniz hukuken doğru değil. Suçlu bulunsa dahi belediye başkanı görevden alınamaz, en fazla kınama cezası verilir.”
Bir diğer başkan yardımcısının sözleri:
“Kullanılan dil yanlıştı. Sisi benzetmesi doğru olmadı. SP’yi terörle eş tutamayız. EYT’lilere birşey yapamadık, ama ötekileştirmememiz lâzımdı. Tabanda sitem birikti.”
Partide yapılan değerlendirmelerden:
“İstanbul seçiminin iptal edilmesini halk âdil bulmadı ve bu iptali kabul etmedi.”
“Yeni sistem meclisle yürütme organının irtibatını kesti. Bakanlara ulaşamıyoruz.”
“Partili cumhurbaşkanı fikrinin yanlış olduğunu yaşayarak gördük. Sarayın dışında parti olarak kendi gündemimiz de olmalı.”
“Seçim öncesi Öcalan mektubu ters tepti. Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılması da...”
Şunlar da Davutoğlu’nun tesbitlerinden:
“Eylemde, söylemde, ahlâkta, siyasî ayakta ciddî savrulmalar olduğu için kaybettik. Ne yanlışlar yaptık ki tabanda böyle bir kopuş yaşandı? Vicdan açığı varsa bunu kapatmak mümkün değil. Adalet öylesine örselendi ki, insanların hukuk sistemine güveni sarsıldı.”
Şimdi gözler Gül destekli Babacan ile ayrı bir koldan çıkışlarını devam ettiren Davutoğlu’nda ve AKP’deki “rahatsız” vekillerde.
“Anca beraber kanca beraber“ dedikleri Reis için, “Ne yapar eder, bu işin içinden de sıyrılır” diyenlerin sayısı ise giderek azalıyor.
Ve dağılma sürecindeki AKP’yi en çok zora sokan şeyin adaletsizlikler olduğu ve bunun iktidar için “Aşil’in topuğu” haline geldiği yönünde çok önceden dile getirilen tesbit, ibretle hatırlanıyor. Alma mazlumun âhını...