Antakyalı bir okurumuz, köşemize yorum olarak yazmak istemiş. Ama yazının hacmi genişleyince doğrudan bize göndermiş. Bize düşen de, geldiği gibi aktarmak:
Açıklanan ölü sayısı TÜİK enflasyonu gibi. Antakya’dan ayrılmadan önce, depremin üçüncü günü üst komşum olan polis memuru “Antakya’da defnedilen cenaze sayısı 30 bini geçti” demişti. Rakamlar 40 gün sonra 11 il için toplam 50 bini gösteriyor. Nasıl inanalım ki... Halen Antakya’da girilmemiş enkazlar, enkaz dolu sokaklar var iken...
Kayıp ilanı da o kadar fazla ki, artık organ mafyasından şüphelenir olduk. Öyle ki; depremin ikinci günü arkadaşımın sağ olarak enkazdan çıkarıp, yürüyerek ambulansa bindirdiğimiz babasını 35 gün bulamadık, çalmadık kapı bırakmadık, Müge Anlı’ya kadar gittik, 36. gün sonra “öldü” dediler, oğlundan DNA örneği aldılar, ama ne cenazeyi, ne de mezarı gösterdiler, şimdi DNA örneğinin sonucunu bekliyoruz, tabiî gelirse.
Antakya’ya bilerek mi ilgisiz kalınıyor şüphesini de yaşıyoruz. Halen şehirde elektrik, su, doğalgaz yok. Nihayet sokak lambaları yanmaya başladı, ama hanelere yönelik bir çalışma yok. Geçen Hafta Hatay’a giderken kimi arayıp “âcil ihtiyacın nedir?” dediysem ilk talebin bit ilacı olması temizlik ve hijyenin ne durumda olduğunu gösteriyordu. Bunu, tanıdığım varlıklı bir bayanın “Getirebileceğin bit ilacının hepsi buraya ancak yeter, ama ne kadar getirirsen getir, birini bana getir” ifadesi de ortaya koymakta idi. Yardım kuruluşlarından tedarik edemeyince, eczane eczane, ücreti mukabilinde toplayarak onlarca bit ilacı götürdüm; ama ne kadar çare olabildi, Allah bilir... Zira sadece bit ilacı ile çözülmez ki bu bela içindeki bit belası...
İki saati aşkın süre sohbet ettiğim iktidar mensubu bir belediye başkanının “En önemli üç gün ortada kurtarma ve yardım ekibi adına kimse olmaması bir cinayetti, biz bu cinayeti işledik. Asker, AFAD, Kızılay 3 gün yoktu. Asker ilk saatlerde kurtarma işlemine inseydi on binler sağ kurtarılabilirdi” itirafı da Hatay’ın yalnız bırakıldığının teyidi idi...
Başka bir doğrulama noktası ise Maraş’ta temel atan hükümetin Hatay’a yönelik ciddi bir çalışmadan söz etmemesi, işe başlamaması...
(Yarın devam edelim.)