Gergerlioğlu’nun Risale-i Nur kampanyasına dair mesajı paylaşmasına “Bölücü ve gericiler Said Nursî’de buluştu” diye saldıranlar da var. Öncelikle “Kem söz sahibine aittir” diyerek, kendi düzeysizliklerini ele veren sözlerini aynen iade ediyoruz.
Çamur atmak için kullanmayı alışkanlık haline getirdikleri bayat klişelerin demokratik hukuk prensiplerinde hiçbir karşılığının olmadığı gerçeğini de yüzlerine çarpıyoruz.
Eğer bölücülükten bahis açılacaksa, asıl bölücü “Herkes bize tâbi ve teslim olacak, biat edecek; yoksa haindir” dayatmasıyla, farklı düşünen herkesi ötekileştirip düşman ilan eden ve onları da bölünmeye tahrik ederek kışkırtan tekelci zihniyet ve savunucularıdır.
Aynı şekilde bozuk plak gibi sürekli gericilikten dem vuranlar da, demokrasiden, hak ve hürriyetlerden, hukuk ve adaletten haz etmeyip, ülkeyi antidemokratik ve hukuk dışı bir istibdat rejimine mahkûm etme hevesini terk etmeyen zihniyetin takipçileridir.
İkisinin de kaynağı aynı: Resmî ideoloji.
Türkiye on yıllar boyunca ırkçı ve laikçi dayatmalarla toplumun hedef alındığı bir ülke olarak enerjisini, zamanını ve kaynaklarını bu suçlamaların yol açtığı gerilimlerle tükettiği için bir türlü huzur ve istikrar bulamadı.
Darbelerin dayanağı da bu zihniyetti.
Demokrasinin kesintiye uğratılmadığı dönemlerde, bu zihniyetin sebebiyet verdiği çok yönlü ve çok boyutlu tahribatın tamirine çalışıldı, herşeye rağmen mesafe de alındı.
Ama farklı kılıklarda dayatılan darbe ve müdahaleler ülkeyi hep gerilere götürdü.
Şimdi de aynı sıkıntıları yaşıyoruz.
Resmî ideoloji, bilinen dayatmalarını tek adam rejiminde farklı yöntem ve formatlarla, ama özünü değiştirmeden sürdürüyor.
Ama onun bütün bu fitnelerini boşa çıkaran en önemli set, şimdiye kadar olduğu gibi günümüzde de yine Bediüzzaman modeli.
Antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalara teslim olmadan hukuk zemininde ve müsbet hareket prensibiyle mücadeleyi esas alan bu ilim ve akıl eksenli model, Türkiye’nin nice badireyi selametle aşarak her bakımdan önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladı.
Muhaliflerine atfettiği bölücülük ve gericilik ithamlarının asıl adresi ve kaynağı olan zihniyetin bertaraf ve tasfiye edilebilmesi ancak birleştirici Bediüzzaman modeliyle mümkün.