Uzun zamandır tartışılan ve son dönemde yeniden gündeme gelen yapının bir yöneticisi, tam da bu tartışmaların devam ettiği bir ortamda şu tweet’i atmış: “Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz… Etmeyeceğiz! Vatan sağ olsun…”
Tepkiler üzerine, mesajın sahibi bu paylaşımını silip yerine şunları yazmış: “Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Yüce Türk milleti Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta oy vermeyerek cennet vatanımızı teslim etmeyecektir… Vatan sağ olsun.”
Böylece ilk mesajdaki tehdit yüklü “Gerekirse sandıktan çıkacak sonucu dahi tanımayız” vurgusundan güya geri adım atılmış.
Sonra Yönetim Kurulu eski Başkanvekilimiz İsmail Özdemir’in Düzce’den gönderdiği duvar yazısının fotosu geldi: “Bu ülke kolay kazanılmadı. Kolayda (da bitişik yazılmış) verilmez. Allah C.C. yar ve yardımcımız olsun...”
Demokratik kontrol ve denetim mekanizmalarının dışındaki paramiliter yapıların yoğun şekilde tartışıldığı bir ortamda, bu tür mesajlarla zihinleri bulandırmak, halkı tedirginlik ve endişeye sevk etmek için düğmeye basıldığını düşündüren işaretler bunlar...
Peki, yine böyle bir ortamda Erdoğan’ın son konuşmasındaki şu sözlere ne demeli:
“Akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçektir ki, dünyada her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye’ye saldırıyor demektir. Dünyada her kim AK Parti’yi ve Cumhur İttifakını kötülüyorsa aslında Türkiye’yi hedef alıyor demektir...”
Türkiye’yi kendi şahsı, partisi ve ortağıyla kurduğu siyasî ittifak ile özdeşleştiren ve bunu “Türkiye eşittir Erdoğan+AKP+Cumhur” denklemiyle dile getiren bu tekelci ve totaliter tavrın demokrasiyle, çoğulculukla ve çok seslilikle bağdaştırılabilir bir tarafı var mı?
Muhalefet ve eleştiriye tahammülü olmayan, tek adam rejimiyle tam olarak örtüşse de demokraside asla yeri olmayan böyle bir bakış tarzı kesinlikle kabul edilemez. Türkiye’nin kaderi tek bir kişiye, partisine, ortağına ve onların gerçeklerden kopmuş politikalarına bağlanamaz ve mahkûm edilemez.
Sandık bir an önce milletin önüne gelmeli ve bu zihniyet, sandığı da tehdit eden bilumum yanlışlarıyla birlikte tasfiye edilmeli.