"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi ve ahlâk

Kâzım GÜLEÇYÜZ
14 Mart 2025, Cuma
Üstad Bediüzzaman’ın evvelâ 2. Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908’deki ilânından üç gün sonra irad edip, bilâhare Selânik’te yapılan mitingde tekrarladığı, ardından metnini Nutuk isimli kitabında yayınladığı ve yıllar sonra da Divan-ı Harb-i Örfî eserinin sonuna koyduğu “Hürriyete hitap” nutku dikkatle okunup derinlemesine tahlil edilmesi gereken çok önemli mesajlar taşıyor.

Vatan evlâtlarına yaptığı “Hürriyeti su-i tefsir etmeyiniz [yanlış yorumlamayınız], tâ elimizden kaçmasın ve müteaffin [kokuşmuş] olan eski esareti başka kapta bize içirmekle bizi boğmasın” uyarısı bu enteresan mesajlarından yalnızca biri.

Ve metnin 1950’den sonraki tekrar neşrinde bu cümlenin altına koyduğu ilginç haşiye de: “Evet, daha dehşetli bir istibdat ile, pek acı ve zehirli bir esareti bize içirdiler.” (Divan-ı Harb-i Örfî., s. 77)

Peki, hürriyetin doğru yorumu ne? Said Nursî hürriyetin kurallara ve şeriatın âdâbına uymak ve güzel ahlâkla tahakkuk edip neşvünema bulacağını ifade ederek bunun ölçüsünü veriyor. “Hürriyet-i şer’iye” tabiri de tam bunun ifadesi.

Bu çerçevenin dışına çıkan,” sefahet, gayr-i meşru lezzetler, israflar, tecavüzler ve nefsin isteklerine uymada serbestiyet” şeklinde algılanıp öyle uygulanan bir hürriyet anlayışının ise milleti çocuk ve sefih durumuna düşürüp, eski esarete müstehak olduğunu ve gerçek hürriyete lâyık olmadığını göstermek suretiyle, yeniden alçakların istibdat ve esareti altına sokacağına dikkat çekiyor Üstad.

Demokrasinin ancak ahlâklı, kültürlü, iç disipline sahip toplumlarda yaşama ve gelişme imkânı bulması; buna karşılık dikta ve darbe rejimlerinde toplumsal ahlâkın hızla bozulup dejenere olması bu önemli tesbitleri doğrulayan vakalar.

Baskı rejimleri, insanları ya ikiyüzlü ve riyakâr ya da isyankâr olmaya olmaya zorlamak, devletin işleyişinde ve gerek kurumsal, gerekse toplumsal ilişkilerde şeffaflıktan uzak kapalı devre bir sistemi hâkim kılarak her türlü yolsuzluk ve yozlaşmaya zemin hazırlamak gibi sonuçlarıyla ahlâkî değerleri çürütüyor. Ahlâkı tahrip eden müstehcen neşriyatın en çok askerî darbe ve müdahale dönemlerinde gelişmesi de bunun çok tipik örneklerinden biri.

Sonuç olarak, ahlâkı koruyup geliştirmek için doğru tarif ve yorumuyla hürriyete, demokrasiyi geliştirip kökleştirmek için de ahlakî değerlere ihtiyacımız var.

Okunma Sayısı: 1745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit örenel

    14.3.2025 15:54:31

    Batı Avrupa ülkelerinde olan ahlaksızlıklar, demokratik olmayan ülkelerde de fazlasıyla var. Demokrasi sorunları tek başına çözmez fakat sorunları çözme yolları açıktır. Fakat antidemokratik ülkelerde sorunları çözme yolları çoğunlukla kapalıdır. Antidemokratik müslüman memleketlerindeki vatandaşın dindarlığından kaynaklanan nisbi olumlu ortam, gerçek bir demokraside çok daha iyi gelişir. Kendini bilen müslüman toplumlar demokrasilerde çok daha iyi nefes alır.

  • Salih baş

    14.3.2025 14:17:43

    Üstad Bediüzzaman İslam'ı yaşantımızla temsil etseydik mr caryl prens bismark gibi tek tek değil gruplar halinde İslam'a girdiklerini görecektik demişti biz şimdi bu halimizle mi İslam'ı temsil edeceğiz eynessera minessüreyya Kazım bey meselenin temelini söylemiş

  • HÇeşitcioğlu

    14.3.2025 13:50:56

    Sayın Pelin Kurukahveci bu değerli yorumları, bir köşe olarak YA da yazmalı…

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 11:16:13

    Demokrasilerde ahlaksızlığın menbaı olma riski ile karşı karşıyadırlar. Burda önemli olan salt demokrasi değil, demokrasiye yaklaşım felsefesi önemlidir. Bizler demokrasiye islami bir bakış açısı ile yaklaşmalıyız. Üstadımızın görüş ve tavsiyelerini islami bir sistem haline getirmeliyiz. Demokrasi gelsin dertler bitsin gibi bir şeyin mümkün olmadığını bilerek şeriatın esasına uygun sağlam adımlar atmalıyız.

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 11:11:22

    Risale-i Nur talebelerine ise daha fazla vazife düşüyor. AB yolunda kayıtsız şartsız ezbere bir destek vermekten ziyade AB'yi tamir edecek, dönüştürecek, Rabbimizin rızasına yaklaştıracak perspektifi Üstadımızın eserlerinden sentezleyerek ortaya koymak vazifeleridir.

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 11:08:43

    Burda Müslüman Türkiye'ye önemli bir görev düşüyor. AB'yi sadece ekonomik bir birlik olarak göremeyeceğimizi idrak etmeliyiz. AB'nin ahlakı ve felsefi tutumundaki tehlikeye karşı uyanık olmalıyız. Ve esasında AB'yi de kurtaracak "İslam Ahlakı" vizyonunu ortaya koymalıyız. AB'yi Allahın razı olacağı bir sistem yönünde dönüştürmek için Türkiye'nin potaya girmesi büyük bir fırsattır. Bu Türkiye için büyük bir sorumluluk ve vebaldir. AB için de tünelden önceki son çıkış olabilir.

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 11:04:49

    Fransa, İspanyanın başı çektiği diğer Avrupa ülkelerinde ise sosyal devletanlayışı ve dezavantajlı gruplara yönelik pozitif bir yaklaşım olmadığı gibi sapkınlıkların serbestçe yayılması da bonusu oluyor. Bugün İspanya sokaklarında yürüseniz ne demek istediğimi ankayacaksınız. Avrupa demokrasiyi geliştirirken tesiri altına girdiği liberal ve kapitalist kötülükten arınmalıdır. Yoksa demokratik sistemleri büyük bir kötülük üretmenin, toplumları yıkmanın, aileleri yok etmenin paravanı olarak kullanılacaktır.

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 11:04:42

    Avrupa'da sosyal demokrasiyi en iyi uygulayan Almanya ve baltık ülkeleri görece dünyevi bir refahı yaşamaktadırlar. Zenginliğin toplum katmanlarına dağılımındaki dengeyi koruyarak tabakalar arasında büyük uçurumlar oluşmasına mani olmaktadırlar. Hümanist felsefenin etkisi ile bireylerin sosyal güvenleri, göçmen, işçi ve kadın hakları konusunda daha ileri seviyedeler. Bunlara rağmen hürriyetin liberal ve kapital çevreler tarafından tahrip edilmesi ile sapkınlıklar içinde koruyup kollayıcı bir tavır içerisinde oluyorlar.

  • Pelin Kurukahveci

    14.3.2025 10:49:17

    Başta şunu ifade edeyim, demokrasi, günümüzde yönetim sistemi olarak en uggun sistemdir. Ancak demokrasi talep eden Müslüman için belli kayıtlar olmalıdır. Zaten üstadımızın örnekliği de bunu teyit etmektedir. Batı demokrasisi liberal ve kapitalist sarmal altındadır. Bunlara göre inanç ve ahlak savaşılması gereken erdemlerdir. Esasında demokrasinin amacını bunlar saptırmakta ve Tanrı'ya meydan okuyan bir sisteme dönüştürmek istemektedirler. Bu niyetin tezahürü olarak da, akla hayale gelmez çirkinlikler, sapkınlıklar hürriyet kisvesi altında desteklenmektedir. Batı sistemine dahil olmanın bedeli ahlaksızlığa kanun koruması vermektir.

  • süleyman ALIÇ

    14.3.2025 09:56:06

    Evet Çok doğru bir tespit, Ahlak olmazsa ne millet ne de devlet kalır. 90 yıl önce feraseti ile bu günleri gören Üstad; "Şeriat-ı Muhammediye (a.s.m.) olan sedd-i Kur'ân'ın tezelzülüyle Ye'cüc ve Me'cücden daha müthiş olan AHLAKTA ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada başlıyor." diyerek feryat etmişti ama sağır kulaklar duymadılar ve duymak istemediler

  • Said Yazar

    14.3.2025 04:58:16

    Tebrikler harika bir yazı olmuş emeğinize sağlık

  • Halil İbrahim Karahan

    14.3.2025 04:36:59

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun sizi...

  • S.topuz

    14.3.2025 00:44:34

    ..."Ey bağlı arslanlar gibi efrad-ı Ekrad!.. Şimdiye kadar iki cihetle esir idiniz. Biri hükûmet-i müstebidenin tekâlif-i zalimanesiyle... Diğeri bazı zalimlerin gasp u garet tecavüzatıyla... Şimdi bu inkılab-ı azîmden sonra âzadesiniz. Herbiriniz âleminizde hükûmet-i meşruta-i meşru'anın tekâlif-i âdilânesine itaat; ve hukuk-u gayra men'-i tecavüz şartıyla birer padişah gibisiniz!.. Bu saltanat-ı şahsiyeyi muhafaza, teşebbüs-ü şahsî ile ellerinizden geldiği kadar bu ittihad-ı millete ve meşrutiyete her cihetle hizmet ediniz!.. Zira bizim, belki umum millet-i İslâmın ve mutlak Osmanlıların necat ve hayatı bu ittihad-ı milletle kaimdir."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Asar-ı Bediiyye - 456 - 🙌🌹🤲🌹❤🌙☝️🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı