"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kitap yasağı: Nereden nereye...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Haziran 2020, Salı
Geçen Cuma çıkan “Tefsir ve hadis kitabını suç delili yaptılar” manşetimizle ilgili olarak, Bekir Berk’in Nurculuk Davası kitabındaki mahkeme kararlarında geçen çok dikkate değer bazı pasajları aktarmak istiyoruz:

Bozova Sulh Ceza Mahkemesi (Esas no: 1972/38; Karar no: 1972/47): “Mevzuatımızda bir kitabın muhtevası ne olursa olsun, taşınması, bulundurulması veya okunmasını yasak eden bir hüküm yoktur. Suç unsuru ihtiva etse bile bir veya birden fazla kitabı bulundurmak, okumak, taşımak suç teşkil etmez. Yargıtay 2. Ceza Dairesi 27.3.1962 tarihinde 2806-4111 sayılı ilamla adlî mercice toplattırılmasına ve müsadere edilmelerine karar verilen kitapların bulundurulmaları TCK 526’ya aykırı olmadığını ve toplatma kararı verilen kitapları bulunduranların tecziye edilemeyeceğini açıklamıştır. (s. XXXIII)

Sapanca Sulh Ceza Mahkemesi (Esas no: 972/165, Karar no: 973/50): Yasak kitap dahi olsa, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kararı gereğince evde bulundurulması suç teşkil etmez ve müsaderesi cihetine gidilemez.” (s. XXXVI)

Bingöl Sulh Ceza Mahkemesi (Esas no: 1972/413, Karar no: 1973/22): “Anayasamıza göre, herkes öğrenme hürriyetine sahiptir. Her neşriyatı takip etmek vatandaşın anayasal bir hakkıdır. Öğrenme hakkını kullanan bir vatandaş devlet denetimi altında yapılan ve serbestçe satılan her neşriyatı serbest satıldığı müddetçe alıp bu hakkını kullanabilir. Aldığı bu neşriyatı kendine özel veya ailesine mahsus yerlerde bulundurabilir. Bu neşriyat evvelden veya sonradan dahi olsa bir mahkemeden verilmiş yasaklama kararına rağmen şahısların özel yerlerinde, kütüphanelerinde polis marifetiyle zorla toplattırılamaz. Devletin, şahısların müktesep hukukî haklarına hürmet etmekle yükümlü bulunduğu, anayasal bir ilkedir. Yasak neşriyatı dahi şahsın evinden zorla alamadığı gibi, şahsın rızası olmadan parasını vererek dahi zorla almak hakkına haiz değildir. Hukuk devletinde hukuk ilkeleri bu şartlar altında doğar, büyür ve gelişir. Aksi halde hiçbir vatandaş o anayasal hakkını kullanamaz, şüpheye düşer, devlet yönetimine güveni sarsılır.” (s. LIII)

Kitapta başka örnekler de var. Ama bunlar, 15-20 Temmuz sürecinde nereden nereye gelindiğini göstermeye yeter. Yazık ki ne yazık.

Okunma Sayısı: 6428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İsmail Atak Cebecili

    24.6.2020 05:57:06

    Konunun, Ahmet Davutoğlu tarafından bu yazıdan sonra gündeme getirilmesi, YENİASYA'nın öncülüğünü göstermektedir.

  • Müslüm

    23.6.2020 00:13:53

    olaylara mana i harfi nazarıyla bakarsak. hakikat boyutunda herşey ALLAH dan . sabır tevekül müspet hareket inşaallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı