"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm dersleri

Kâzım GÜLEÇYÜZ
11 Ekim 2011, Salı
Ard arda gelen şehit cenazelerinin dahi maalesef “kanıksandığı” bir ortamda Erdoğan’ın annesi Tenzile Hanımın vefatı bütün gündemlerin önüne geçerek, ölüm gerçeğini bir kez daha hepimizin dünyasına taşıdı.
Bu vesileyle, Sayın Başbakan başta olmak üzere Erdoğan ailesine buradan da taziyetlerimizi iletiyor; Tenzile Hanıma Allah’tan rahmet niyaz ediyor, geride kalanlarına da sabırlar diliyoruz.
Elbette ki, her ölüm acıdır. Ancak annenin vefatı, yetim kalan evlâtları için çok daha yürek yakıcı ve sarsıcıdır. Çünkü anne ile çocukları arasındaki irtibat ve ilişki, başka hiçbir şeyle kıyaslanması mümkün olmayan bir yakınlık arz eder.
Onun için, annenin vefatı ile, evlâtlarının hayatında, bu dünyada iken artık hiçbir şekilde doldurulması mümkün olmayan bir boşluk doğar.
Biz de iki buçuk yıl önce aynı acıyı yaşamıştık.
Ahirete imanın verdiği tesellî ve müjdeye en fazla ihtiyaç duyulan ayrılıklardan biridir bu.
Bu acıyı ancak “Şimdilik ayrıldık, ama inşaallah sonsuz bir saadet âleminde, bütün sevdiklerimize tekrar kavuşacağız” inancı teskin edebilir.
Dolayısıyla, şarkılarda “Bu dünyada ölümden başkası yalan” gibi sözlerle terennüm edilen ölüm gerçeğini ortadan kaldırma imkânı olmadığına göre, hayatımızı bu gerçeğe göre tanzim etme noktasında çok duyarlı olmamız gerekiyor.
Bu meyanda, ahirete imanın şahsî ve sosyal hayattaki hem ferahlatıcı, hem uyarıcı tesirlerinin, Risale-i Nur’daki orijinal izahlar çerçevesinde topluma mal edilmesine büyük ihtiyaç var.
Din dersi başta olmak üzere eğitim müfredatlarında resmî ideoloji ve tek şahıs propagandası yerine, verilmesi icab eden asıl mesajlar bunlar.
Ölümün çok önemli bir özelliği de, Peygamberimizin (a.s.m.) ifadesiyle, “en büyük nasihatçı” olması. Bilhassa yakın çevremizdeki vefatlar dünyanın fâni olduğu, bir gün bizim de son nefesimizi verip bu dünyadan ayrılacağımız hakikatini çok kuvvetli bir şekilde bize hatırlatıyor.
Dolayısıyla dünyanın gelip geçici sürtüşme, tartışma ve kavgalarına kapılarak kul hakkını ihlâl edecek haksızlıklara tevessül etmekten kaçınmamız, tam tersine öldükten sonra da herkes tarafından hayırla yad edilmemizi sağlayacak şekilde hareket etmemiz gerektiği dersini veriyor.
Her birimizin şahsî hayatlarımızda ve ilişkilerimizde olduğu gibi, umumun hukukuna müteallik önemli görev ve sorumlulukları üstlenenler açısından da son derece hayatî bir mesele bu.
Meselâ Başbakanın annesinin vefatı, siyasetteki tartışma ve polemiklere zorunlu bir ara verdirerek, taraflar arasında insanî bir diyalogun zeminini oluşturdu. Suçlama ve ithamlar rafa kalktı, taziye ziyaretleri ve mesajları ile hava yumuşadı, siyasî beyanlara yapıcı bir dil hakim oldu.
İçeride CHP lideri Başbakana taziye ziyaretinde bulunurken, dışarıda Erdoğan’ın giderek sertleşen eleştiri ve tepkilerine hedef olan Suriye lideri Esad da başsağlığı mesajı gönderdi.
Böylece, diyalog için yeni fırsatlar doğmuş oldu.
Keşke bu fırsatlar iyi değerlendirilebilse de, sorunları sertlikle ve kavgayla değil, yapıcı ve samimî yaklaşımlarla çözme yolu hep açık tutulsa...
Söz gelişi, vefat ve taziye ile oluşan olumlu ve sıcak atmosfer ziyan edilmeyip, gündemdeki anayasa meselesini elbirliğiyle çözmek için kullanılabilse... Veya Suriye ile gerilim daha fazla tırmandırılmayıp, makul bir çözüm arayışına girilse...
Keza, terör kaynaklı bilumum ölümleri sona erdirip, akan kanı durduracak çareler bulunsa...
Evet, anneleri vefat eden başbakanlar da ağlar, evlâtlarını teröre kurban veren anneler de. Ölüm Allah’ın emri. Vade gelince, çaresi yok, herkes ölümü tadacak ve başka bir âleme intikal edecek.
Ama geride kalanlar, bu ölümlerden ders almama ve sanki dünya onlar için ebedî imiş gibi davranıp, kısır kavga ve çekişmeleri sürdürme gaflet ve hamakatinden ne zaman kurtulacaklar?
Ne olur, bundan sonra ne kadar kaldığını bilemediğimiz ömrümüzü, kabrin ötesinde hiçbir anlam ve değeri olmayan şeylerle harcamayalım.
Okunma Sayısı: 1236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    11.10.2011 00:00:00

    Gönül isterdi ki merhume Tenzile Hanim’in Basbakan oglu imkan ve yetkisini kullanip Allah rizasi icin Ayasofya Camii’ni tekrar ibadete acsaydi ve merhume elinde böyle bir berat vesikasiyla Allah’in huzuruna gitsedi.   

  • Ertan baş

    11.10.2011 00:00:00

    Sayın Güleçyüz
    İç politika dinamikleri ve dış politika gerçekleri böylesine duygusal atmosferde kurgulanacaksa vay halimize ...

  • AKSAKALLI

    11.10.2011 00:00:00

    Sayın Güleçyüz,sizi bir kez daha tebrik ediyorum.Sayın Baş ne zaman şimdi değilse ,ne zaman,ne zaman,ne zaman?!..Bu vesileyle Merhumeye Allah’dan rahmet diliyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı