Üstad Bediüzzaman’ın İkinci Meşrutiyet döneminde gazetelerdeki makaleleriyle yaptığı ve Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasında hatırlattığı çağrı, son günlerde bir kez daha alevlenen sosyal medya tartışmasına da ışık tutacak bir mesaj ve güncellik taşıyor:
“Ey gazeteciler! Edipler edeplí olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalı. Ve onların sözleri, kalb-i umumî-i müşterek-i milletten bîtarafane çıkmalı. Ve matbuat nizamnamesini, vicdanınızdaki hiss-i diyanet ve niyet-i hâlisa tanzim etmeli.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 50)
Görüldüğü gibi, Üstad genel anlamdaki hürriyet için ısrarla vurguladığı ahlâk çerçevesini basın özgürlüğü bağlamında da tekrarlıyor; medyayı milletin ortak düşünce ve duygularına tercüman olan yayınlar yapmaya çağırıyor; basın ilkelerinin vicdan ve hâlis niyetle örtüşmesi gereğine dikkat çekiyor.
Baş döndürücü bir sür’atle ilerleyen iletişim teknolojisinin sosyal medya mecralarını günlük hayatımızın vazgeçilmezleri arasına dahil ettiği, adeta onlarsız yapamaz hale geldiğimiz ve korona sürecinin bu vakıayı daha da perçinlediği bir ortamdayız artık.
Ülkemizde 54 milyon insan, yani neredeyse her üç kişiden ikisi sosyal medya kullanıyor.
Bu yoğun ilgide, pratik ihtiyaçların yanı sıra, TV ve basılı gazete gibi geleneksel medya araçlarının büyük ölçüde tek adam rejiminin kontrolüne girmesiyle ortaya çıkan boşluğu sosyal medyanın doldurması da etkili oldu.
Zaman zaman gündeme getirilen “sosyal medyayı da zaptu rapt altına alma” düşüncesinin son günlerdeki provokasyonlar üzerinden tekrar ısıtılmasının asıl sebebi de bu.
Oysa “iktidar ve Saray adına” linç operasyonları ve itibar suikastçılığı yapanların da dahil olduğu çok taraflı trol çetelerince estirilen psikolojik terör çok kişinin canını yaktı. Ama hiçbir insanî, vicdanî, ahlâkî ölçü tanımadan savrulan iftira, hakaret ve tehditler iktidar cenahında kimsenin umurunda olmadı. Ne zaman ki, Twitter iktidar partisi bağlantılı 7340 hesabı kapattığını açıkladı, kıyamet koptu. Sonra provokasyon olduğu çok belli iğrenç paylaşımlar geldi ve bunları çoktandır hazırlığı yapılıp el altında tutulan sosyal medya harekâtı için düğmeye basmanın gerekçesi olarak kullanma aşamasına geçildi.
Genel gidişatın bir parçası olarak...