Bediüzzaman, cumhuriyeti bir tek parti ve tek adam rejimine dönüştürerek gerçek anlamından koparan resmî ideoloji ile, birinci ağızdan yapılan “cazip” tekliflere rağmen hiçbir zaman uzlaşmamış ve bunun üzerine yine o cenahtan sâdır olan çok yönlü baskılara da boyun eğmemişti.
Yarım asırdır Risale-i Nur’un medyadaki dili olarak hizmet veren Yeni Asya da aynı duruşu hassasiyet ve kararlılıkla devam ettirdi.
Resmî ideoloji adına yapılan ve demokrasi ve hukukun canına okuyan askerî ve sivil müdahalelerin hiçbirine papuç bırakmadı.
1971’de “Atatürkçülük elden gidiyor” diye yapılan ve hür siyaseti parçalayan 12 Mart’a karşı cesur ve kararlı bir duruş ortaya koydu.
1980’de aynı gerekçeyle yapılıp yine demokratları hedef alan 12 Eylül’e karşı da çetin ve amansız bir mücadele verdi. Darbecilerin “Birlikle çalışalım” tekliflerini reddetti. Bedelini 476 gün kapatılarak çok ağır ödedi.
Keza içine fitne sokularak bölündü.
Ama teslim olmadı, pes etmedi; kararlı mücadelesiyle 12 Eylül baskılarını da bertaraf etti.
Sonra 1997’de başlayan 28 Şubat geldi. Ona da “eyvallah” demedi ve zulümlerine karşı çıktı.
Bu tavrının da bedelini ağır ödedi. Ama hukuk zemininde müsbet hareket prensibiyle verdiği mücadelede yine başarılı oldu.
Ders ve ibret alınmadığı için tarihin bir kez daha tekerrür ettiği günümüzde, toplum ve ülke evvelce benzeri hiç görülmemiş şiddetteki çok ağır bir imtihanla daha sınanıyor.
Meş’um 15 Temmuz olayı gerekçe gösterilerek 20 Temmuz’da ilan edilen ve iki yıl yürürlükte kaldıktan sonra şeklen kalkmış gibi görünse de tahripkâr etki ve sonuçları hâlâ devam eden OHAL sürecinde de Yeni Asya masumların hukukunu savunan hak ve adaletten yana kararlı duruşunu sürdürüyor.
Darbe fitnesini lânetler ve bu kumpasta rolü, dahli ve parmağı olanların bulunup en ağır cezalara çarptırılmasını isterken, darbeyle de, terörle de hiçbir ilgisi olmayan masumlara yapılan haksızlıklara karşı çıkıyor.
Geride kalan yarım asrın tarihine kara leke ve utanç olarak geçen 12 Mart da, 12 Eylül de, 28 Şubat da, 15-20 Temmuz da resmî ideoloji adına demokrasiye, hak ve hürriyetlere, hukuk ve adalete yapılan suikastlardı.
Geçen yarım yüzyıla, bunlara karşı verdiği cesur mücadeleyle damgasını vuran Yeni Asya, ikinci 50 yılına yine aynı kararlılıkla giriyor...